Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Tuesday, April 30, 2013

Sağ Koltuk Sendromu

Durmadan komut veriyormuşum. Sağa dön, arkada araba var, sinyal ver, tümseğe dikkat, kırmızı yandı, gaza bas, camı kapat, kapatma aç! Klimayı ben kapatırım, o açar. O haber dinler, ben müzik açarım. Yavaş gider, gazla derim! Hızlı gider, hop yavaş! Keyfi yerindeyse 'tabi komiserim emredersiniz' der. Sınırları zorlayınca sağda durup arabadan indirir. Ne yapayım, susamıyorum. Hele yol uzunsa al başına belayı. Daha ellinci kilometrede küseriz! Neymiş bisküviyi arabaya dökmüşüm, neymiş ayağımı cama yaslamışım. Uzun yol, nereye kadar küsücez. Yanaktan makas al, gönlünü eyle. Sırf yolculuk zehir olmasın diye barışıyoruz. Arabada uzun yolda sağ koltuk zor.

Şimdi aynısını annem bana yapıyor. Daha arabaya biner binmez 'camları aç araba yanmış'. 'Solda çiçeğim var dikkat et' O çiçek yüzbin yıldır orada ve kimse ezmedi anne. Korna çal çıkarken, araba olur, şurası halime teyzenlerin eski evi,  ileriden sağa dönüp otobana çıkacaksın, vıdı vıdı bıdı bıdı. Hızlı kullanıyorsun, anne otobanda doksanla gidiyorum. Müziği kıs, kız uyudu, annea kız müzikle uyuyor zaten. Şuradan dönecektin, anne geçtikten sonra mı söylenir!

Ev bildiğin antik müze. Hiçbir şeyi atmıyor. Durmadan da alıyor. Tepiş tıkış olmuş. Arada o yokken elime poşet alıp, doldurup atıyorum. Farketmiyor bile. Kırık biblolar, kimin olduğu bilinmeyen nişan, düğün şekerleri, kuru çiçekler, gereksiz kağıt, foto ne bulursam. En az beş battal boy çöp çıkarttım ondan habersiz, daha bir tanesini sormadı nerede diye. En az dört eve yetecek mobilya, çanak çömlek var. Her geldigimde başka koltuğa yayılıyorum eskisin de atsınlar diye. Yok arkadaş.

Geldik mi yine kiloma? Dedim ben en başta ama. İradem zayıf diye. Hala 61'im. Nisan 59 elimde patladı.

Aman ya keyfim yerinde.

Öperim.

mobil hareketler
Location:Özbek

Friday, April 26, 2013

Genetizm

Genetik kusurlarımdan biride el ve ayak terlemesi. Yaz mevsimi bana kabus. Millet ne güzel açık ayakkabı giyip sevgilisiyle el ele geziyor. Bana hayal bunlar. Adamla ilk tanıştığımız yılları düşün. Ağustosun sıcağında ver elini gezelim diyor. Kolaydı. Zaten ayakta çorap, spor pabuç. Bi de yetmiş derece sıcakta el ele tutuşup gezelim ha?

Dakka başı elimi çekip pantolona silmeyi gel de izah et. Arada gaza gelip açık ayakkabı giymeyi denedim. Ayak pabuçtan kayar, parmaklar asfalta sürünür, yürürken vıcık diye sesler. Rezil olmak için en güzel mevsim. Yeni tanıştığın insanların elini sıkma stresi, bu havada o pabuç giyilir mi sorularının stresi, elini tutmak isteyen kocanın yüzündeki ifade. Çok zor çok.

Kışın da aynı dert. Çorap giyersin pişer, çıkarırsın donar. Hayat mı bu! Doğuştan menopozlu gibi ayağımda çorap durmuyor. Fenalık geliyor. Çıkarınca da üşüyorum. Genetik diyeceğim de yedi sülalemde eli ayağı terleyen yok. Kimim, kimlerdenim ben! Nasıl pis bir mirasa kondum.

İnsanın kendi yatağı, kendi yastığı en sağlıklısı. Burada ne boyun kaldı ne sırt. Dört yastık değiştirdim bana mısın demedi. Zırt pırt ilaç içmeyen biri olarak dayanamayıp ağrı kesici yuttum. Eh işte. En rahatlatan rakı oldu. Bünyeye göre iki ila üç kadehte ağrı azalıyor.

Hafta içi sabah 7'den aksam 6'ya elektrik kesintisi yapıyorlar. Bir tek bu köye. Elektrik gittikten iki saat sonra su da kesiliyor. Yani kalktın, tuvalete girdin, sifonu çektin bitti.  E ben diyetteyim diye dünya kadar su içiyorum! Şansa bak.

Elektrik gidince kendimi kitaba verdim. İyi hoş ama çocuk var. Öğlen o uyuyunca okuyorum, kız uyanınca esneme, uyku hali. Kendime gelemiyorum. Benim uyumam gereken saatte oyun oynamamız gerekiyor. Neden çünkü annem geziyor.

Evladım on kiloyu geçti ve hala kucak istiyor. Sol tarafım felç, yastıktan dolayı boynum tutuk. Geçen kalbim ağrıyor diye anneme dert yandım. E benim kadar o da taşıyor. Benim de dedi.

Döküldük bir çocukla. Ne heveslenmiştim hamileyken ikizlerim olur mu diye. Sülalede çok var ikiz. Hepsi birbirinden şahane. Benim harcım değilmiş. Dağına göre kar veriyor yaradan.

İzmir'den selamlar efenim.

mobil hareketler
Location:Özbek

Saturday, April 20, 2013

Evine Dön Sinyalleri

Annem mütemadiyen doktora gidiyorum bahanesiyle evden çıkıyor. Yemiyorum ama yemiş gibi yapıp bekliyorum. Geçen tahlillerimi alıcam diye sabahtan çıkıp iki saat sonra aradı; Ay hiç birşeyim yokmuş, turp gibiymişim, arkadaşlarla kutlamaya gidiyoruz. Oldu, ben akşama kadar çocukla bahçede kum oynayayım o zaman. Burada zamanım doluyor gençler. Oram ağrıyor, buram sızlıyor, şuram zonkluyor diye diye kışkışlıyor beni. Hatta valizleri kapıya yaklaştırmaya başladı bile.

Zaten evin ilaçlanması lazım. Haşere ordusunun üzerinde yaşıyoruz. Geçen bir örümcek gördüm koca adam olmuş. Otuz tane ayağı ile üstüme bir yürüdü, gecenin körü ciyak ciyak bağırdım. Annem oturduğu yerden gayet sakin terliğini bir savurdu yapıştırdı duvara. O kadar büyük örümcek varsa insanoğlu buralarda nasıl ayakta kalmış hayret.

Salyangoz mu, kurtcuk mu, hamam böceği mi ne ararsan var. Kendi evimde iki karınca gördüm diye cama satlık ilanı yapıştırmıştım! Bi de ev kaloriferli ama kaloriferin gazı bitmiş. Burnumuzun ucu donuyor. Artık evine dön demenin bir şekli bu da.

Her tarafım kaşınıyor. Bahçe bellendi, böcekler iyice fışkırdı. İlaç yapılacakta, ev havalanacakta, bi hafta temizlenmeyecekte, sonra köşe bucak silinecekte. Bende hayalimdeki tatili yapıcam. Hey gidi hey.

Bana Ankara yolları göründü. Bas-git Turizm'in sayın yolcuları lütfen bagajları sol taraftan alalım bi zahmet..

Şu grupta ucube turizmin başarılı örneklerinden.

Dinleyiniz.

Tavsiye olunur..

mobil hareketler
Location:Özbek

Tuesday, April 16, 2013

Dip Ses

İyi ki açmışım blogu içimi döküyorum.

Gerçi namım aile sınırlarına girdi gireli hafif bi tedirginlik var. Müstakbel eşimden fazla dert yandım. Ailesi okursa ne kadar eğlenir bilmem. O kadar benzetme, sıfat, yüklem, tümleç yanlış anlaşılabilir. Valla şakaydı diye kandıramayız da.

Kendisinin haberi var, o dedi zaten, yaz dedi, rahatlarsın dedi, bilemedi böyle olacağını. Kibar kibar yazarım sandı çocuk.

Beni bu sanal dünya bozdu. Eskiden ne güzeldi az kişi, öz kişi. Kalabalıkta var olma savaşı veren zoi, çareyi dırdır'da buldu. Şaka şaka. Herkesin bir dip sesi vardır. Vırvır konuşur içerde. Sus ayıp dersin. O içeride söylenir, sen dışarıda hanım efendicilik oynarsın. Eğlencelidir aslında. Arada ona da izin verirsin. Araba kullanırken mesela; yavaş ök*z! sinyal versene sığ*r! yürüsene dav*r! diye dışarı taşar.

Bazen diyorum madem tedirgin olacaktın niye yazdın, madem yazdın niye paylaştın, madem paylaştın niye dırdır ettin, madem dırdır ettin niye kocanı hedef aldın, madem aldın niye yazdın, madem yazdın niye paylaştın, madem paylaştın niye dırdır ettin. Loop!

Aman canım son yazdıklarıma bakacak olursak kendisiyle olan husumetim gün geçtikçe azalıyor. Hatta şimdilerde uzağız diye kırmızı kalpli mesajlar bile çekiyoruz. Seni özledim, nerdesin aşkım, burdayım aşkımlar havalarda uçuyor.

Hepimize maşallah, bravo, aferim, tebrikler ve iyi günner.



Sunday, April 14, 2013

İzmir Rapor 1

Geleli bir hafta oldu. Bebe bahçe görsün, gezsin diye düştük yollara. Neyse 40'ında da İzmir yolundaydı alışık. 3 aylıkken uçakla geldik. Ama ne trajedi. Ne yapacam ben el kadar bebeyle uçakta diye epey dövünmüştüm. Neyse ki halden anlayan insanlarla kuş gibi uçup geldik.

Bir süre sonra rahatlama geliyor insana. Ağlasa da duymuyorum. Hamfendi çocoonuzu susturur musunuz rahatsız oluyorum diyen olsa 'aa ağlıyor mu allah allah ben duymuyorum' diyebilirim. Yine de söyleyeyim, kulağında bulunsun; en tehlikeli insan türüdür 'anne'. Tartışırken fazla şansını zorlama.

Geldik işte bağ, bahçe, deniz, güneş. Kızın enerjisine hiçbir yer yetmiyor, yetemiyor.  İlla park, illa kaydırak, salıncak ve arkadaş gerekiyor! Parkta, bahçede salıncak, kaydırak sırası bekleyip milletin çocuğuna 'hadi canım hadi kayda bizimki de kayacak bak ağlıyor ablası' diyecekmişim. Kader.

Hepsi bi yana gezip tozmak için para lazım. Bir çıkardık, iki çıkardık tamam. Üçüncü gün bari yemeği evde yiyip çay içmeye gidelim dedik, çayın bardakta 20 lira olduğu yere oturmuşuz. İki çaya kırk lira verince annemin tansiyonu düştü. Eve gelene kadar ben kırk liraya ananenin hayrına lokma döktürürdüm köyde diye söylendi. Son zamanlarda piknik sepeti hazırlayıp termosa çay koyup köyün ufacık tefecik parkına gidiyoruz.

Bir haftalık rapor bu. Kilo durumlarını sorma. 59 için hala savaş veriyorum. İnanmazsın spor bile yapıyorum. 59 göz kırpıyor ama sabitlenmiyor. Burada da öyün ekmegi meşhur. Tazecik aldık park dönüşü. Şimdi onu saf zeytinyağına banıp yemek var.

Sus sus girme kanıma.

59'a çok yakınım.

mobil hareketler
Location:Özbek

Thursday, April 11, 2013

Suziyle Hayat No.1

Çok acayip muhabbetlerimiz var annemle. Birşey anlatırken sürekli başka şeyler düşünür. Sen aa ne güzel karşımdaki beni dinliyor diye havaya girmişken konunun ortasında alakasız birşey söyler; "asumanın kızını istemeye gelmişler, kız hostes, artık çalışmaz herhalde, memurmuş çocuk".. Sessizlik. Anne ne alaka ya! 'Yok sende evdesin ya ordan aklıma geldi' Bir kere de lafımı bölme ama ya! 'Tamam anlat dinliyorum' Ay yok heves mi kaldı. Sessizlik. 'Neriman aradı geçen, ameliyat olacakmış'

Kız doğduktan sonra daha bir coştu. Bizim torun, ben büyütüyorum deyip durdu mesela. Tamam azımsanmayacak kadar yardımda bulundun. Ama sen başın şiştiğinde kaçma lüksünü kullandın. Herkes kullandı, benden başka. Ne tatillerinden ne gezmelerinden ne kuaföründen ne sosyal ortamından ne de sessiz kalma ihtiyacını kullanmaktan geri kalmadın. Ben hala banyoya gözüm arkada giriyorum. Ben büyütüyorum diyip durma. Zaaaartt sen büyüttün.

Ben hazır bez zamanına yetişmişim çok şükür. Yine de yaşın yanında kuru da yanar misali; "sabah 4'lere kadar bez yıkardım, altınız pişmesin diye saatlerce kaynatırdım" dinlemekten kurtulamadım. Pişik olsaydım da dinlemeseydim dediğim anlar oldu.

Annelikle ilgili bir dolu sıkıntıyı, zorluğu anlatıp 'hadi seneye ikinciyi yap artık' diyor. Tüy dikeyim istiyor kafama. Kaçıncı çocukta 'tamam yapma, bu kadar yeter' diyolar acaba. Bi tanıdık var peş peşe 3 tane yaptı. Çocukların yaş aralığı bir. Her #kardeşşart diyeni dinledi demek ki. Üçüncüyü doğururken alt tarafı komple alın demiş doktora. Almış doktor.

Yine cok erken değil 23'te abimi 25'te beni doğurmuş. Bankada şef iken, babam "evinin kadını, çocuklarının anası olacaksın" diyince abimle ben olmuşuz. Hala müdür olacaktım yaktınız beni diye arada söylenir.

Saftır Suzi. Hayat zorlamış epey saflığından ayakta kalmış. Sadece güzel şeyler hayal ederek güzel yaşamış. Arkasında 'ay çok fena kadındır' diyecek kimseyi bırakmamış. Karmanın en şık örnegi, kuantumun dibi Suzi..

Ve en sevdiği şarkı..

Canım annem.

mobil hareketler
Location:Özbek

Tuesday, April 9, 2013

Bana İyi Baksınlar

Sana zayıflatan Alman çayından bahsedeyim. Madem gündemimiz zayıflamak, detoks. Bu çayı sabah kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce içiyorsun. Sinameki etkisi yapıyor. Yatmadan az evvel içmen önemli. Gece uyandırıyor yoksa. Tadı da fena değil. Yeşil çaydan daha güzel.

Bu ay annemle beraberiz. Geçen sene bu zamanlar da annemle beraberdim. O zaman bebe küçük ve omzuma yapışıktı. Şimdi yürüyor. Annem geçen sene, bu seneden için, seneye yürür rahat edersin demişti. Öyle bi rahatlık olmadığını bariz. Seneye kitap okur, resim çizer rahat edersin diyor. Muhtemelen seneye de rahat olmayacak. Okula başlar rahat edersin diye uzayıp gider bu muhabbet.

Bebe kahvaltı etmiyor diye on çeşit şey yapıyor. İlla yesin, illa onun istediği kadar yesin ama. Ya bırak yemezse yemez, yapma, o kadar çeşit sunma, gereksiz diyorum. Sen ne biçim annesin, çocuk aç mı kalsın! Şımaracağına aç kalsın evet. Ben öyle çocuğun peşinde tabakla gezen "eski sen" olmak istemiyorum. Hastalanmayacak kadar yesin bana yeter. Biz sana böyle mi yaptık, biz sizi nelerle büyüttük bla bla..

Geçen blogu okuyan yakın bi arkadaşımız aradı. Ama nasıl kibar nası tatlıdır anlatamam. Zoi blogunu okudum, çok güldüm, çok eğlendim dedi, kızarıp bozardım. Aslında tamamen saf duygularla yazmaya başlamıştım valla sonra ne oldu bende anlamadım diye açıklama yaptım. Sonra kocamı arayıp Ceylan da okumuş diye (ceylancım selamlar:)) panik yaptım. Korkma zaten yakında "bu blog yazarın kocası tarafından hacklenmiştir" diye bi yazı çıkacak orada dedi.

Köyde benim yaşıtlarım üçüncü bebelerini de doğurup menopoza adım adım yaklaşırken ben hala #kardeşşart mı onun derdindeyim. Annemin menopoz yaşını düşünürsek şunun şurasında fazla kalmamış. Malum vücuttaki tüm stokları kıza kullandık. Geri kalan -kaldıysa- faydalı şeyi de yaşlılıkta kullanayım diyorum.

Bunların peşinde koşacak, temizliklerini, yemeklerini yapacak biri lazım. Hastalandıklarında bakacak, ayakkabılarını bağlayacak, nevresim değişecek, kapris çekecek, çemkirilecek birisi lazım. O da benim. Kendime iyi bakayım. Yoksa perişan olurlar.

Keşke bu onların da aklına gelse.

Bana iyi baksalar.

mobil hareketler
Location:Ev

Wednesday, April 3, 2013

Gidiyorum Ben, Sen Hoşçakal

Adam "hazırlan hafta sonu yola çıkabiliriz" dedi diye başladım çamaşır yıkamaya, valiz hazırlamaya. Pek çalışkan, hamarat biri değilim. Hepsi yetişmezse kalanı kirli götürüp orada yıkarım. Ya da aman canım ne var orada alışveriş yaparız. Her şeyin bir kolayı olmalı.

Kız üç gündür uyumuyor. Azı dişler ocağımızı söndürdü resmen. Şimdi sıra köpek dişlerdeymiş. Daha dişler görünmeden stres başlıyor. Bir de çok masummuş gibi isim koymuşlar; süt dişi! Nesi süt dişi bunların ya, ana ağlatan dişleri diyelim. Daha manidar.

Eskiden hamile haberi alınca hiç tepki vermezdim. Usulen hayırlısı olsun der konuyu kapatırdım. Hamileyken hamile haberi alınca duygusallık oluyor. Şimdi ise nerede hamile görsem böyle sarılıp, bağrıma bastırıp vah vaaaah diye sevesim geliyor. Yazık onlara. Heves etmiş ne yapsın. Nerden bilsin. Üreme sektörünün kurbanı değil miyiz hepimiz. Çileli analar nokta kom.

Bu arada 59 oldum ama bir gün oldum. Daha sabitleyemedim. Nefes alınca 60 verince 59 oluyorum. Detoksu 6 gün kaçamaksız yaptım. Ayrıca menüdeki tüm yemeklere bayıldım. Hatta detoks için fazla bile yedim diye düşündüm. Neyse liste devam ediyor ama bu hafta mola.

Geç oldu yatayım. Zaten yatmasam da deterjan kokusundan bayılacağım. Bi tane de sarımsak yedim. Üstüne bi kaşık yoğurt.

Hala sarımsak yiyip yatan kaç kişiyiz?

Cevap verin kaç kişiyiz ulaaan??

Haydin..

mobil hareketler
Location:Ev
 
Designed by Beautifully Chaotic