Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Wednesday, March 9, 2016

Suziyle Hayat No. 2

Bir aydır İzmir'deyim. Malum bu şehir bir vakit sonra annemle ikimize dar gelmeye başlıyor. Hah işte o vakitlere freni patlamış kamyon gibi hızla yol almaktayız. Sabah birbirimizi görüp günaydın yerine "ayhh yine bu kadın" diyerek başlıyoruz. Ben kahve içiyorum o çay koyuyor, ben yumurta haşlıyorum o sabahın köründe düdüklüye nohut atıp evi kokutuyor, sabahın köründe düdüklü çalışır mı kardeşim? Hadi nohut bir derece geçen sabah kelle, paça kokusuyla uyandık. Burnum o leş gibi kokudan morarmış, tek gözüm kapalı, ağzımın kenarında kusmukla gittim yanına;

- Neabion kadın sabah sabah?
- Paça haşlıyorum, akşama çorbasını içeriz.
- Anne akşama 94 saat var daha bu acelen niye?
- Anca pişer, yeriz mis gibi.
- Anne saat 8 ya??
- Oldu mu o kadar? Zaman çok hızlı geçiyor.
- YA ZABAAN KÖRÜ DİYOM ZABAAN KÖRÜ YA
- Aman beğenmediysen içmezsin ne bağırıyosun?
- İÇMEDİM ANNE ÜSTÜME GİYDİM ÇORBAYI

Hiçbir şey bulamazsa evin temizliğinden olay çıkartıyor. Güne söylenerek başlıyor mesela "rezil oldu ev rezil, bugün bi süpürge bi vileda yapmak lazım, ah dizlerim böyle olmasa durur muyum ben, bu saate kadar uyur mu çocuklu kadın, bak çocuk bile senden önce uyandı, aç aç bekliyor, erkenden kalk bi çay koy, kime çektin bilmem ki" Kelimesi kelimesine her sabah bu alarm ile uyanıyorum. Sürekli ne kadar pis, tembel bir çocuk ve umursamaz bir anne olduğum şeklinde olumlanarak günüme başlıyorum. Evin kızı mıyım anneme gelin mi geldim anlamadım.

Kısa süreli kalışlarımda çok iyi oluruz. Kimse kimseye karışmaz, herkes rahatına bakar, bir şekilde kimse dırdır etmeden yemekler yapılır, temizlik hallolur. Ama o zaman da babam yanımıza geldiğinde kaynana gibi beni şikayet eder. Yine çok mutlu bir sabaha uyanmışızdır mesela, akşam Ankara'dan babam gelecek diyelim. Akşam üstü asar suratını oturur. Kafasında neler kuruyorsa artık, babam gelip ee nasılsınız deyince "of kızın işte, bikbik vikvik" diye başlıyor arkadaş. Ben de sanki Ankara'dan babamla gelmişim gibi dinliyorum. Olaylar o kadar uzak ve yabancı. Hep halama çektim diye gıcık oluyor bana. Zamanında halamı babama şikayet edememiş, içinde kalmış galiba. Sabahları çay koymuyor, laf söyleyince de yere yatırıp böğrüme böğrüme yumruk atıyor, kafamı yerden yere vuruyor, çok eziyet ediyor falan diyecek yakında.

Gayet iştahsız bir evladım var. Sebze, meyve, su, süt başlıca gıdaları. Ki benim için fevkalade yeterli. Annem istiyor ki sabah sahanda yumurtaya bi somun ekmek bansın, öğlen iki tabak pilavla onbeş köfteyi ayranla gömsün, akşam kuru fasulyenin yanına soğan kırsın falan. İştah şurubu alalım diye tutturdu. Ben de iştah şurubu yerine çocuk doktorundan randevu aldım. Gittik doktora. Genel muayenesini yaptı, kilosunu, boyunu ölçtü. Yaşına göre uzun boylu olduğu için kilosu normal, iştah şurubu vermek istemiyorum dedi. O evde bana basbas bağıran AÇ BU ÇOCOK AÇ diye kükreyen kadın doktorun karşısında "ama doktor hanım çok üzülüyorum hiç yemiyor ehiehi" diye insan gibi derdini anlatabiliyor. E bağırsana, doktorun masasını yıkıp sen ne anlarsın çocuktan, yedirmekten, iki çocuk büyüttüm ben, seni mi dinliycem, hadi ordan, bu mu senin diploman diyip caaart diye yırtsana annecim? Bu sakinlik niye? Çok şaşkınım şu an..

Onu geç, çocuğa bir kaşık çorba içirmek için atmadığı yalan kalmıyor;

- Yavrum bak bu kaşığı içersen seni parka götürücem.
- İçtim anane hadi gidelim?
- Ama şimdi hava soğuk gidemeyiz.
- Hıı :(

- Yavrum bak bunu da ye seni Nehir ablana götürücem.
- Yedim anane hadi gidelim?
- Ama Nehir şimdi okulda gidemeyiz.
- Hıı :(

- Evladım şu son lokmayı da ye sana sürpriz vericem.
- Yedim anane hadi ver?
- Ama bugün markete gitmedik alamadık sürpriz, yarın veririm.
- Hıı :(

Ben olsam ben de yemem amk!

Arkadaşları arıyor nasılsın, ne yapıyorsunuz diye. Ay bir överek anlatıyor beni; "Zoi de ne yapsın bize bakıyor işte sağ olsun, yemek, temizlik, şimdi çay koydu önüme, çocukla da ilgileniyor, iyi iyi pek iyiler kocasıyla maşallah" Ele güne karşı başımı öne eğmiyor güya. Öyle hamarat bir kız yetiştirdim ki allah allahhhh ayaklarım yere basmıyor havası veriyor. Ola ki karşısındaki arkadaşının boşanmış kızı/oğlu varsa yarım ağız onu soruyor beni övdükten sonra. "Hııııı, senin Zehra da bi mutlu olamadı kızceez" Oysa ki abim ikinci karısını geçen sene boşadı. İşte elde ne varsa onu kullanıyor gibime geliyor. Oğlunun işleri iyi, kızı da hala boşanmadı daha ne olsun di mi..

Bir ayı iyi, kötü geçirdik. Daha en az iki hafta daha buradayım. Kendimi bahçe işlerine verdim. Prozack tahammül eşiğimi sabitlerken toprakla yaptığım elektrik alışverişi annemle ilişkilerimi düzenliyor. Az önce kendisine 2 saat hamur açmak suretiyle poğaça pişirdim. Ayaklarıma kara sular indi. Ilık süt ile ikram ederken "bugün hürmetinden pek memnunum" dedi. Biliyorum ki sabah viledanın sapıyla dürterek uyandıracak. Çocuklu kadın bu saate kadar uyur mu kalkta evi bi sil süpür diye söylenecek. Evi silip süpürsem çayı koymamışımdır, çayı koysam çocuk açtır, çocuk doysa çamaşırı niye sermemişimdir, çamaşırı serdiysem bu mutfağın hali nedir, mutfağı kaldırsam çocuk ağlıyordur. Güne sabah 6 da süperman kıyafetiyle çay koyarak başlasam bile yaranacağımı sanmıyorum..

Hayatımda ilk kez bu kadar kilo aldım. Yıllardır içinde tuttuğu, kimi zaman tutamadığı kıskançlık iyice gün yüzüne çıktı. Her gün en az on sefer güreşçi gibi oldun, o önde giden göbeğin mi, az ye az, onu da mı yiycen, sana da kilo hiç yakışmıyor diye tacizde bulunuyor. Geçen de kendi giymediği battal boy pantolonlarını çıkardı ben giyeyim diye. Canım daha 44 beden olmadım be. Ama sen de haklısın. Yıllardır medium beden giyiyorum diye "kızım hasta olacaksın ye biraz, ayy bacakların değnek gibi, insanda biraz dekolte olur liseliler gibisin, bak bendekilere" epey kinlenmiştin. Al hırsını izin veriyorum. Çünkü gerçekten AYI gibi oldum..

İki hafta bahçede hazine olduğuna kendimi inandırıp taşla toprakla zaman geçirirsem vukuatsız evime dönerim. 1,5 - 2 ay sonra artık evi nasıl bulacağımı az çok kestirebiliyorum. Ki daha önce konu hakkında şuraya kusmuştum; http://www.zoiplanet.com/2014/09/dondum-bebeyim.html

Güya bu sene daha sık yazacaktım. Bi silkinip kendime geleyim ben.

Haydin, dans!

from my zoiPhone😎

Location:Özbek

 
Designed by Beautifully Chaotic