Bebeye kitap okuyorum, hepsinin ucu ya yırtık ya ısırık. Kitapların ortası da safi salya. Dadadadadada tüm gün salya ile geziyoruz. Yaka önlüğü, ağız bezi, peçete hikaye. Göbeene kadar ıslak geziyo ağşama kadar. Kaç üst değişiyoz hiç sorma. Yediği ağzında yemediği üstünde, koltuklarda, yerde. Nefes alacak vakit yok. Yedir, temizle, değiş, oyna, uyut, temzile, kaldır, temizle, yedir, temizle, değiş, oyna, uyut, temizle. Böyle hayat mı olur lan. Yapmayın argadaşım, yakmayın kendinizi!. Bak uyarmadı demeyin olm..
Dışarı çıkınca da değişen bişii yok. Test ettim onaylıyorum. Zaten çıktım, çıkacam diyene kadar akşam oluyor. İlla erken olsun dersen yataktan kalktığın gibi saçlar keçe, götünde yırtık pijama, yüzünü bile yıkamadan bebeyi hazırlayıp çıkarsın. Millet zengin bi ailenin bebesini gezdiren zavallı bakıcı sanar seni. Ya da adam gibi hem kendime bakacam hem bebeyi hazırlayacam dersen akşam üstü 4ü bulur çıkman. Heaa bir de bakıcıları olanlar var. Hayat onlara güzel. Allaan şanslı hırboları. Şukufe hağnım siz bebeyle ilgilenin ben argadaşlarlan gezmeye gidicem diyip verir bebeyi, artiz gibi gider gezmesine. En kıl olduğum insan kısmısı. Ben de bi bakıcı tutana kadar allah hepinizin dü dü düüüüüt.... Neyseaa arada sevdiklerim olmasa bitirirdim bu cümlenin sonunu raat raat..
Ben de bebektim ama altıma sıçmıyodum mesela. Annem hep der çok temizdin, çok uyurdun, ne versem yerdin diye. Ağlayayım da sesim duyulsun diye türlü eziyetlere maruz bırakırlarmış. Aç bırakma, cimcik atma gibi. Yani öyle durduk yere de vızıltı yapmazmışım. Biraz büyüyünce de hayali arkadaşlarımla evcilik oynar, evde tehlikeli bişiiler bulurum diye keşfe çıkmazmışım. O abimi benden önce peydahlamayalardı bildiğin derviş hayatı yaşarmışım.
Abime hamileyken evde huzursuz bir ortam varmış. Annemin kaynanası şu türk filmlerindeki kötü kadın karakterinin bir kaç milyonla çarpılmış hali. Şimdilerde eziyet ettiği kişilere muhtaç yaşaması da nefis bir ironi-karma ne dersen. Koy götüne diyor ve devam ediyoruz. Huzursuz ortamda hamilelik, sağlıklı beslenememe, stres ve sıkıntı abime olduğu gibi yansıyınca ortaya sürekli ağlayan, emmeyen, yemeyen, durmayan, susmayan bi bebek çıkmış. Bir yaşına kadar da aynı ortamda yaşamaya maruz kalınca bebe iyice fıttırmış.
Bana hamileyken anasının dizinin dibinde, yediği önünde yemediği ardında, kırlarda keyifle koşarak, karnını okşayıp hayaller kurarak geçmiş zaman. İkimiz de öyle raatmışız ki kadına bir tepik bile atmamışım lan. O da korkmuş öldüm sanmış. Doğuracağı o kutsal gün (ben douyom lan) abimi parka götürmüş, salıncakta sallıyormuş. Suyunun geldiğini hissetmiş. Hadi oğlum eve gidelim demiş. Bu bebe de gitmeyecem diye tutturmuş. Yazık orda dooracakmış kadın beni az kaldı. Neyse kulaanı büktüğü gibi önce eve sonra hastaneye. Akşam ezanıyla hayata gözlerimi açmışım. Öyle muhterem bir bebek yağne..
Diyeceğim o ki eğer bizim kızda benim gibi sakin, raat, uyumlu olmazsa suçlusu babasıdır. Şimdilik idare eder emme bu kitapları görünce hafiften irkildim. Güle güle kakalar kitabının içinde ne yazıyo lan? Niye böyle kitaplar yazıyon hacı? Babanem abime bi daha yataana işersen götünü yakarım demiş olay çözülmüş. Hiç totoş falanda deel bebe aslan gibi delüanlı oldu. Yemeeni yemezsen dilini yakarım, yataana işersen götünü yakarım, anana bağırırsan taş olursun, babana el kaldırırsan şeytan çarpar falan. Böyle etkili yöntemlerle büyüyüp bay bay bezimi görünce tuaf oldum..
Beni de 8 aylıktan çişe tutmaya başlamışlar, yaşımda bezimi atmışlar. Korkutmaya da gerek kalmamış. Bokuma bakıp el sallamamışım yani. Hayırlısı bakalım. Nerde o eski zamanlar di mi amma. Dayadılar bize eleviti, bebeler karnımızda da kucaamızda da duramaz oldu. Bakalım bizi nassı maceralar bekliyo. Haydi şimdi herkes bebesinin boklu bezini değişsin, ellerini yıkasın ve güzel bi kaave koysun kedine. Ben de sana bi şarkı patlatiim (filmini izlemediysen büyük tavsiyedir) -- blue velvet
mobil hareketler
Location:Ev