Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Monday, January 4, 2016

Bodoffffff!!!!!

Bakın ben buradan para kazanmıyorum. Bir kaç kez Adsens'ten reklam almaya çalıştım, beceremedim. Becerseydim de ne kadar kazanırdım hiç bir fikrim yok. Blogger'lıktan nasıl para kazanılır bilmem. Nereden baksan 9 senedir yazıyorum. Artık bir kazanç kapısı haline geldiğini geçen sene öğrendim. Evet biraz salağım. Herşeye eğlence gözüyle bakarım. Lan şurdan benim payıma ne düşer, şurdan ne koparırım, bize kaça olur gibi uyanıkça fikirlerim hiç olmadı. İyi ki de olmadı. Blog şablonunda "Kazançlar" butonu var, oraya basarken bile utandım lan. Sanki birilerinin cebine göz dikmişimde onlar da bana pis pis bakıyorlarmış gibi hissettim. Kazansam belki hoşuma gidecek, donunuza kadar alıp üstüne bir de hareket çekecem "şşrrraaak!!" diye ama kazanmadım. Rica üzerine, biraz da merakla katıldığım bir organizasyonda yanımda oturan, benim gibi 9-10 yıllık blogger kız "küçük oğlumu blog reklamları ile okuttum" deyince hafif bi aydınlanma oldu bende. Şık bir restorantta beleş yemek yiyip, üzerine bir de harika bir markadan koku hediye almış, hepsinden ziyade florasan gibi aydınlanmıştım orada. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşmüştü işte o vakit.

Ayrıca benim bir blogum olmasına rağmen organizasyonda, yazarı olduğum x-anneleri sitesini temsil ediyordum. Ben de sizi, yani gerçekten sizleri, burayı okuyanları böyle binlerce, milyonlarca kişi zannediyorum ya, soranlara hafif artist bir gülümsemeyle zoi, zoiplanet (bond, james bond) diyorum. Ulan bir kişi bile aa sen O'musun demediği gibi "nası yazılıyo şekerim, zöyü pilavet mi?" dediler. Yani yola x-anneleri ile devam etmek daha mantıklıydı. Ama sürekli annelikle ilgili yazmak benim için işkence. 1-3-5 ööeehh tıkandım. Aksatmaya başladım ve karşı tarafında beni anlamasıyla oradaki yazarlığım buharlaştı. O sıralar buraya bir şeyler karalamak bile eziyet haline gelmişti. Uzun uzun aralar verdim. Yapmak istediğim şey bu değil diye düşünmeye başlamıştım. Hala da öyle düşünüyorum. Burası sadece bana iyi gelen bir alan. Yazdıklarımın beğenilmesi tabii ki gülümsetiyor ama en az beğenilmemesi kadar umurumda değil.

Ne demiştim, florasan aydınlanması, evet. Bir çocuğu okutmak ciddi bir maliyet. Ve evet benim de bir çocuğum var. O kız yaptıysa ben neden yapmayayım diye bir harekete geçeyim dedim, vazgeçtim. Bu annecilik piyasası, içinde mayınların, bilinmedik canlıların, ısırgan otlarının, deniz analarının ve köpek balıklarının olduğu derin bir deniz. Suya bir adım atıyorsun güm havaya uçuruyorlar, lan serin serin bir dalıp çıkayım diyorsun hop deniz anaları her yanını morartmış, ulan tamam iskeleden ayaklarımızı uzatalım bari diyorsun köpek balıkları sinsi sinsi geziniyor etrafında. Suya girmeye niyetin olmasa, yalnızca etrafında gezinip keyif almak istesen bile taraf olmazsan bertaraf ederler.

Bu çetrefilli hayatı seven, bundan beslenenlerde var tabi. Çok içine girmeden şöyle ucundan bir baktım, bana yetti de arttı. Şakşakçısı da değilim, tü kakacısı da. Kokmaz bulaşmaz sakin insanlara bile "ulan hepinizin aazına zçarım en iyisini ben doğurdum" travmasını yaşatabiliyorlar. Ya onu bırak daha evlenmemiş, çocuğu olmayan kızlar bile neyin olduğunu bilmedikleri bir tarafın mensubu olabiliyor. Çünkü o kadar kolay ki insanları kandırmak. İnsanları kandırmak için sosyal medya uzmanlığı diye bir meslek icat edildi olum.

- Melabağğ ben Giiğzem, soşılmedia uzmanıyaam, nasıl yardımcı olabiliraam?
- Ee ben bu anaların hepsinin mına komak istiyorum, para para diye titriyorum, hepsini istiyorum anlıyo musaan?
- Anlıyoraam ama öncaa benim sizin mınıza komam lağzaam, paralar peşaan kırmızı meşaan
- Kabul ediyoraam

gibi..

Çeşitli sosyal medya hesapları açıyorsun, ne çeşitlisi hepsinden, ne var ne yok hepsinden açıyorsun. Yetmedi kocana da açıyorsun, yetmedi çocuklarına da, kaynanasına açanı görmedim. Bir blogcuanne'nin kayınvalidesi bulgur işine girdi, o da parayı bulup maldivler'de ada aldı diyorlar. Yalan.

Site açıp sağdan soldan çakma yazılar döşüyorsun, çakma olmasa bile boş içerikli yazılar, slayt şeklinde analı, babalı, bebeli görseller, iki üç mağaza ya da marka reklamı da ekledin mi tamam. Tercihen sarışın olmanız, sürekli düğündeki görümce saçı ve makyajı ile kameralara poz vermeniz, yayvan geniş ağızlı olmanız, 7/24 değil 9/55 video ve foto ekleyerek herkese tek tek cevap vermeniz gerekli. Bazı fotoğrafları ve altındaki yorumları okudum, kadın bildiğin Adnan Hoca olmuş. Müritlerine günaydın diye gözünün 1/4ünü koymuş altında 1562 tane "Allahım böyle güzel günaydın denir mi, siz günaydın dediyseniz aymıştır, o gözün güzelliğine hastayaağm, ay maşallah yok böyle bir göz yarısı, sizinki gözse bizim ki ney" diye birbirinden ezik yorum. Bu kadar salak olmayın arkadaşlar. Sizi de Allah yarattı. O sarışın/esmer/kumral çemçük ağızlı kadın sizin tırnağınız bile olamaz.

Sonra ajanslar varmış, gidip onlara yalvarıyorsun. Ajans yüzüne baksın diye de medya hesaplarına takipçi satın alıyosun. Hani bu seçimlerde yapıyorlar ya olmayan mahallede oturan 1800 kişi x-partiye oy vermiş görünüyor mesela, hah o hesap. Kol gibi takipçi sayısıyla cillop gibi işleri alıyosun, ya da zaten işleri almış olan kodamanların peşine takılıyorsun. Bu da Kurtlar Vadisi dizisi gibi. Baronesler var abicim. Onların da yalakası, tetikçisi, yancısı, koruması, haremi olduğu kadar düşmanı da var tabi. Değişik bir dünya. Köpek kolonileri alanlarını işeyerek korur ya, bu çeşitli annecilik grupları da belli ajans ya da markalara işemiş, ay yani onlarla anlaşmış ve kesinlikle sınırlarını koruyorlar falan anladın mı.

Para, ışıltılı bir hayat, milyonlarca takipçi, herşeyin daha fazlası, dahası, en dahası için insanlar neler yapabilir konulu bir belgesel adeta.

Her meslekte olduğu gibi biraz da karakter işi. Ne kadar doğru, dürüst olarak başlasan da bir çakala dönüşebilirsin. Madara da olabilirsin. Ya da bla bla bla..

Bazıları da çok zavallı. Her çağırıldığı yere gitmiş, yemiş, cukkalanmış, fotoğraflar paylaşmış ve dolayısı ile karşı tarafa gebe kalmış. Dürüst olmak istiyor olamıyor, iki laf sokmak istiyor sokamıyor, şu-şu yönden haksızsınız ulan demek istiyor ama diyemiyor. Öyle mal mal izliyor yapılan çirkinlikleri. Aman zaten ona ne. Zavallı diyorum ama o da yolunu bulmuş işte.

Neyse gençler diyeceğim o ki.. Kimseye eyvallahım yok, olmadı, olmaz.

Eski lemancılar hatırlar bir "zıçan adam" vardı..

Ben de bu yazıyı bodofffff!! diye şuraya koyayım istedim.


from my zoiPhone😎

Location:Ev

 
Designed by Beautifully Chaotic