Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Tuesday, May 20, 2014

Kahrolsun İvan!

Paldır küldür çıktık yola. Arabayı da çingeneler gibi doldurduk. Plaka 06 olmasa arabayı gören kölnden yola çıktık sanır. “Abi, bis alamanyadan gelyos bilion mu, hallo ih bin meryem, bu da mayne muti melaat” desem mesela benzinlikte, adam manyak mı lan bu diye düşünmeden önce arabaya baksın yeter. Arka camın köşesindeki turşu kavanozuylan iki kilo baldo pirinç ne bok olduğumuzu şeediyor orda. Uzun kalacaz bu sefer olm. Yeter angarayı bekledik aylarca. İş yok, güç yok. Dedim size bana iş bulun, bende sizin gibi 11 ay 2 hafta eşek gibi çalışayım, erken rezervasyonla tee şubatta temmuz için alanyada açık büfe ucuz bi otel ayarlayayım, ondan da bi bok anlamayıp kös kös eve döneyim, hayatıma lanet edeyim diye ama. Bulamadınız işte. Sanıyorum avrupadaki tahsil hayatım, paşa dedemden gelen asaletim, sanat ve spor dalındaki ödüllerim, bilim dünyasına kazandırdıklarım, edebi ve felsefi düşüncelerim, efenime söyliim muhteşem evlilik hayatım, uzun boyum, menekşe gözlerim falan gözünüzü korkuttu. E siz de haklısınız. Oturup bebe bakmam hepimiz için daha sağlıklı görünüyor şu aşamada..

Annemin göktaşı dünyaya çarpıp dinozorları yok ettiği zamanlara dayanan “benim şu izmirdeki evin mutfağını yaptıralım, dolaplar başıma yıkılacak” isteğine babam sonunda kulak kabarttı ve işçileri eve soktu. Lan daha 650 km’lik yoldan yeni geldik, ikinci günü hamaliyenin halay başı olarak mutfak dolaplarını boşalttık. Sorsan ‘tatil yapıyoz’. Sırtımızdan ter aktı. Kadın da haklı ama. Mutfak evyesi yere düşmek üzere. Gerçi babam dolap masraflarını annemin emekli mayışından kesmese evde daha samimi bi mutluluk havası yaşanabilirdi. Ulan elli, yüz neyse bize bile harçlık oluyordu o mayış. “Yapılsın valla, aaa kaç yıldır kırık çıkık kullanıyorsun ayol” diye desteklerken aslında kendi bindiğim dalı kestiğimi farketmediysem demek. Siz mutfağınızı yaptırın, biz de bodruma gidiyoz o zaman diye orada da durmayıp bastık gaza. Çocukla ankarada rahat edemezken ne cesaretle tatile geldiysek artık. Heves işte. Angaradan ne kadar kötü olabilir ki..

Bir hafta oldu geleli. Yazlık pisliği diye bir şey var. Dışarısı kum, çakıl, ot, çöp. Ayaklarda terlikle her odaya giriyosun. Sabah akşam paspas. Sulu meyve sebze mevsimi. Bebenin elinde ne varsa üstüne damlıyor. Kayısı, kiraz, karpuz, çilek. Sabah akşam bi posta çamaşır. Çamaşırlar evde iki günde, dışarıya asarsan yarım saatte kuruyor. Adam ayıp olur diye dışarı astırmıyor. Sanki vali konaklarında oturuyoruz aq kime ayp olacak anlamadım. Mayıs’ta gelmişin, sitede emekli öğretmenler ve günlük kiracı ruslardan başka kimse yok. Onlara mı ayıp. Havlu da mı asmayak! İki günde kurumayan çamaşırlar çürümeye bile başladı. Sabah kahvaltı ederken konu “öğlen ne yiyecez, akşam ne pişirecez”. Saatlerce tencere başında soğan kavuruyorum. Angaradaki halimi buraya copy-paste yaptım sadece. Bebeyle aynı yatakta yatıyoruz. On saniyelik tuvalet eğitimi başlangıcında yatağa işedi. 15. saniyede ilacımı içtim, hemen etki etsin allam diye dua edip gtünü yıkadım ve dedim ki kendime “senden adam olmaz zoi, olmaaaaz” Yine taa en başa gittim. Hayatımın en başına. Doğmayacaktın, evlenmeyecektin, doğurmayacaktın, hele bebeyle tatile hiç çıkmayacaktın. Neyse işte iki gün yatak sildim. Eğitime de sonsuz ara verdim. Bağane la! Şimdi bazıları şey demeye başlar “ay çok kolay şekerim, şöyle yapiosun, böyle yapiosun, hoop bitti o iş” Hee yatak silmek, sidikli çarşaf yıkamak, falan o kadar kolay işler ki yani annat annat bitmez. Zevk mi alıyonuz la siz yoksa. “Şekerim yatağa işedi ama yüzüme bakıp bir gülüyor, üstüme işese yareppi şükür”

Yine fena değil bak. Sabah akşam bebe parkta, sahilde. Tatilse ona tatil yani. Akranları da var burada. Kardeş, kardeş diye yer yer dövüşüp yer yer seviniyorlar. Bugün mesela. Parkta bir baba-kız. Bizimkinden 3-4 ay büyük. Onunla oynadı, biz de babası ile sohbet ettik fln. Adam o kısa sohbette bana nasıl güvendiyse artık “ben bi eve gideyim, siz burdasınız değil mi” dedi. Heee buradayım dedim. Sen raat ol kendim doormuş gibi bakarım dedim. Bunun biri de bir, beşi de bir zaten dedim. Doğurun doğurun parkta bana bırakın aq ben bakarım dedim. Anası nerde bu kızın, sizi sokağa attı gitti, başıma kaldınız ulan dedim ama. Bunları içimden söyleyince tabi tam duyamadı. Bekle bekle adam gitti gelmiyor. Kızlar oyuncak kavgasında. Zaten elini kolunu sallaya sallaya gelmiş. Arkadaşım bu tür yerlerde topsuz, kova ve küreksiz evden çıkılır mı lan! Bizimki topunu vermek istemiyor, öteki bunu düşsün diye ittiriyor, bizimki onu cırmalamaya çalışıyor falan. Ellerine havuç, hıyar tutuşturup (parka atıştırmalıksız da gidilmez ulan babalar) sahile götürdüm. Bu seferde kova kürek krizi. Aldı vermiyor bizimkine. Anne kovam, anne küreem, paylaşın yavrum, sırayla evladım, vurma kardeşe çocum, yeter ama yavrum, baban nerde lan senin, kabus mu görüyorum lan ben derken geldi bu. Kürek için kavga eden kızları görüp bana şey dedi “bi tane mi kürek getirdiniz?” Sorudan sonraki beş saniye kafamda uzun ve kalabalık bir toplantı oldu. Bak binlerce karakter, kişilik barındırıyorum, bir tanesi bile makul bir cevap bulamadı. Valla pazardan 5e aldık kovayı, içinden bi tane kürek çıktı falan demek istedim ama ağzımdan “Heölöuayoğe” gibi bişi çıktı..

Bir de rus kardeşlerimiz var tabi sitede. Ablanın iki tane bebesi var, küçük olan henüz bir yaşında. Bikiniyle geziyor sitede. Sabah bikiniyle tenis, öğlen bikiniyle park, akşam üstü bikiniyle deniz. Havlu bile taşımıyor yanında. Şeytan diyo giy bikinini, ya da onu da giyme, git yanına “gardaş bizim memlekette kime hava yapion la sen” diye göster abdominalleri (cahiller baklava demeyi tercih ediyor). Yanına konu komşudan üç beş bebe daha bul. Aha bunları da ben doğurdum, bi bana bak, bi bebelere bak, bi şu ficuda bak, şimdi sittir git de. Kadın orada kahrolsun. Giyinip koşarak uzaklaşsın. Ben de arkasından sapık bi kahkaha atayım. Sonra siteye bi ambulans yanaşıp yine bana deli gömlee giydirsinler. “Hepsini ben doğurdum ulan, en ince anne benim, benden başka kimse bu sitede bikini giyemez, kahrolsun putin, go hom yankiğ” falan derken bassınlar iğneyi koluma. Zaten rocky filminde ivan dırago apolloyu öldürdüğünden beri kılım ruslara. Öyle işte. Şimdi tenceremin başına gidip soğan kavuracağım. Kim bilir o kadın bi çorba içip yatıyo. Biz de pilav, dolma, börekleri gömelim. Fakirlikten lan bunlar hep. Olsa o kadıncaaz da yer. Olmasa ben de yemem. Acıdım la şimdi..

Bak mesela blogspot iken bastım parayı www.zoiplanet.com oldum. O kadın yapabilir mi? Yapamaz..

mobil hareketler

Location:Bodrum

 
Designed by Beautifully Chaotic