Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Tuesday, May 10, 2016

Mayıs Hoşgeldin mi?

Sabah işe gitmek için kurmuş alarmını. Galiba 6 küsürlü bir saatte, bangır bangır son ses alarm çalıyor. Allaaaahuekber diye fırlıyorum yataktan, deprem mi oluyor lan bu ne? Savaş alarmı değil telefon alarmı olduğunu anlamam bir kaç saniyemi alıyor. Bakıyorum adam hala horul horul uyuyor. Bu seste, valla hayret. Tabi o sinirle buna bi tepik atıyorum, hııaağ nolio ya diye homurdanıyor. Kapatsana olm şunu, ömrümden on yıl gitti bu ne ses amk, uyan nereye gideceksen elimden bir kaza çıkmadan bas git. Ya tamam, beş dakka sonra uyandır beni diyor hala. Tavada yağı kızartıp dök kulağından diyor şeytan, ne duruyorsun? Beş dakika sonra 'şşş bilader kalksana' diye dürtüyorum, "taam anne yiaa" diyor. He anne hee, kalk oğlum servis kornaya basıyor aşağıda! Tövbe yarebbi, şu saatte suçum yok, günahım yok mehter marşıyla ayağa diktin beni, ulan alacağın olsun diye kahvesini hazırlıyorum. Öpüp uğurluyorum sonra, hadi işin rast gitsin diyerek. Çelişkili bir sabaha daha uyanıyorum..

Bunun bebesi de akşam benim başımı beklediği için erken uyanamıyor. Kızım git yat, uyu diyorum, ı ıh. Aman onu bırakıp alemlere akarım diye kaynana gibi tepemde. Akşam saat 23 olmuş, bizim evde sanki yeni yıl coşkusu. Bütün ışıklar açık, müzik, dans, yalnız kalma ihtiyacı olan bir insanı kederinden öldürecek cinste bir eğlence vukuu buluyor. "Ben uyumayı seemem anne" elinin körünü sev evladım. Neyse, ben de bu sayede sabahları komple ıslanacak kadar duş alabiliyorum. Neredeyse iki sene sırtına su deymeden duş alabilmiş insanım ben. Uzun uzun suyun altında kalmanın lüksünü anlayamazsınız. Hangisi iyi karar veremiyorum. Erken uyusa akşam ve hatta gece bana kalır, kafam, gözüm dinlenir. Geç yatıp öğlen uyanınca da tüm sabah benim. Bu sene okula başladığında elimi, kolumu nereye koyacağımı şaşıracağım eminim. Kafası kesik tavuk gibi gıdaklar dururum artık. İlahi okul disiplinini dört gözle bekliyorum..

Öğlen uyanan bebeyi akşam yorgun düşürebilme stresini bilir misin abidin? Yakınlardaki büyük parka gidiyoruz. Her seferinde giderken çantama kitap koyuyorum. Ne kadar amerikan filmi izlemişim hesabet. Evladım gözümün önünde şen kahkahalar atarak eğlenirken kitabımın 178. sayfasından gözümü hafifçe kaldırıp ona bakacağım ve vicdanımın sıcacık battaniyesinin altında esrarengiz roman kahramanının hikayesine devam edeceğim. Bu daha bebekken de çantama allık ve ruj koyardım. Bir yerde es verip yapmadığım makyajımı tazelerim belki diye. Hep bu filmler yüzünden herşey çok kolay ve eğlenceli geliyor amk. Film onlar olm film. Hepsi rolünü yapıp evine, mutsuz hayatına devam ediyor..

Geçen bir arkadaş arabasını geri geri park ederken kaza yapmış. Ne oldu, nasıl oldu, geçmiş olsun dedim. İlk defa çocuğu babanesine bırakıp kız kıza dışarı çıkmış. Bir an önce arabayı park edip arkadaşlarının yanına oturmak istiyor. İyi de araba kullanır. Hava karanlık, geri vitese takıp sağ elini yandaki koltuğa koyup hizalama yaparken arkadaki sensörlü oyuncak "merhaba ha ha ha" deyince korkusundan gaza bir yüklenmiş, çöt diye duran arabaya bindirmiş. Elim, ayağım boşaldı lan orda diyor. Ben olsam altıma ederdim. Gecemin rezil olmasına mı, parkçılarla papaz olduğuma mı, sinirden gülerken kocama durumu anlatamama mı neye üzüleceğimi şaşırdım dedi..

Çocuksuz dışarı çıkmak bile başlı başına atraksiyon. Bazen kız kıza buluştuğumuzda kulağıma ses geliyor; "anneeee ben hamburger istiyorooom". Hayır diyorum bu bir kabus, sakin ol zoi, lütfen duyma bunları "anneee çişim geldiii" hayır zoi, geçicek, karşındakinin ne anlattığına odaklan, "anneee yere tükürdüm, hadi sil hihihi", ne içiyorsan koca bir yudum al zoi, müzik çalıyo onu dinle. Telefona bakma dakkada bir! Babası ile iyi vakit geçiriyordur. En kötü aypede bakmaktan miyop falan olur, senin delirmenden iyidir. Di mi..

Eylül'ü bekliyorum, gözlerim kapalı..

Öperim.


from my zoiPhone😎

Location:Ev

 
Designed by Beautifully Chaotic