-Ayaklarına çorap giyelim kızım, bak karnın ağrıyabilir.
-Hayıl gimmicem!
iç ses- Giymezsen giyme ulan..
-Gel şu bezini değiştireyim, dolmuş yine.
-Hayıl haayıııl, gaga yok, çiş yog!
iç ses- İyi, otur bokunun üstüne o zaman..
-Hapşuruyorsun, hadi şu hırkayı giy.
-Hayıl sen kalışma tamam mı, üşümidim ben!
iç ses- O sen kalışma diyen ağzına küree bi vuracam şindi..
-Susadın mı, al bak iç biraz.
-Susamadım hayıl öööeeee (sanki bacaanı çimdiklemişim gibi bi ağlama) susamadım işte ööeee??!!
iç dış karışık sesler- Lan su dedim gerzekalı bebe, ne dedim, niye ağlıyon ki şindi, içmicem de yaaa içmicem de alla allaa yaa.
-Boya yapalım mı, hadi nerde kalemlerimiz?
-Hayıl tren oynayalım!
-Tamam hadi rayları dizelim.
-Hayıl boya yapalım??!!
-Kalemleri çıkart, hani nerde kitabın?
-O zaman abotçuluk (robotçuluk) oynayalım mı
-Tamam abotları dizelim hadi
-Abot yok tamam mı abışkan (yapışkan, çıkartma) ver bana ööeeeee abışkaaaann ööüüeeee
şuurunu kaybeden iç ses- eşşen zki, anayın hörekesi, devenin nalı, babanın şarap çanaa vs vs gibi bir takım müstehcen durum sıfatları..
Akşama kadar taş taş üstünde kalmayan evi (ev ile ahır arası bi yer aslında ev dediğime bakma) kız uyuduktan sonra toplamak, her gün, her akşam, hep, aynı oyuncaklar, aynı yeşil kurbağa, aynı müzikli kitap, aynı toplar, legolar, pazıllar, yerlere saçılmış yastıklar ve diğerleri. Kafamın içinde çalan çocuk şarkıları. Hevesle yapılmış yenmeyen yemekler. Çamaşırlıktan alınıp yere saçılmış kıyafetler. Hala tatilini bitirip beni bu eziyetten kurtarmayan annem. Parktaki saçma salak insanlar. Salıncak sırası beklemek. Kaydıraktan kafa üstü inmeye çalışan bebeler. Çocuk oyun parklarının dibinde acil durumlar için bi sağlık şeysi de olmalı. Bi de her parka en az iki psikolog konursa iyi olur. Alışveriş merkezleri ayrı dert. Zaten bebek arabasıyla asansör savaşı vererek başlıyor gerginlik. Ulan elin ayağın tutuyor itoluit, yürüyen merdiven neyine yetmiyo? Ananın şeyinden asansörle mi çıktın pzvnk, sen neyin sırasını bekliyon? İttire kaktıra girdiğin asansörde, ayağına bebek arabası deyince kedi bokuna basmış gibi bakıyorlar bi de! Nooldu trilyonluk ayakkabın uf mu oldu bebeyim? Napayım arabayı sırtıma mı takayım? İnsan kılığına girmiş sığır sürüleri yiaa. Çocuksuz hayatımda asansöre binmek, asansör sırası beklemek kadar saçma bir şey yoktu benim için. Yerlerini bile bilmezdim. Ne hımbıl, ne düşüncesiz, ne terbiyesiz, ne pislik insanlarsınız siz yiaa. Sana diyom asansör fantazicisi; kafan kapısına sıkışsın, orada geber emi çocum. Amin..
Her şeye ağlıyor. Sürekli itiraz. Bi de sorular, sorular. Bu ne, anni bu ne, peki bu ne, bu ne bu, ne bu, bu ne, bu ne anni. Yüzmilyonbeşyüzseksenaltıbinyediyüzelliki kere bu ne diyor. Artık sorduğu yere bakmadan cevap veriyorum. Tabak, ördek, perde, terlik, top, televizyon, lamba, kalem vs vs.. Bir süre sonra cevaplar maykıl ceksın, nikol kidmın, elvis piresli, madonna, bob marliy diye devam ediyor. Sonra sorulara daha kısık sesle bok onlar bok, bu eşek boku, bu maymun gtü, bu kedi leşi, bu horoz kusmuğu, bu ornitorenk sçmığı falan diye cevap vermeye başlıyorum. Artık duyuyorsa ve bir gün cümle içinde kullanırsa ne olur ben karışmam. Aile yemeğinde tabak olarak yüzellibeşbinseksensekiz defa söylemiş olmama rağmen sonunda onun aslında bir maymun gtü olduğunu da söylediğimi hatırlayıp "benim maymun gtüme biraz pilav koyar mısınız" falan diyebilir. Nabayım yani bu da kafa, bu da sabır, bu da bi isyan sonuçta. Ya da üçyüzmilyondörtyüzaltmışiki kere lamba dememe rağmen sonlara doğru onun eşek boku olduğunuda duyduğu için yine bir aile toplantısında "burası çog karanlık eşek boklarını yakalım mı" diyebilir. Zaten üzerime yabışmış kötü gelin imajımı iyice yükseklere taşımış olur. Kıdemli kötü gelin zoi, pırlanta gibi oğlumuzun nadide yavrusuna neler öğretiyor yareppi. Ben yine başım önde, ezik, eve gidince o dilini sıcak sütle yakmayan ne olsun lan bebe diye düşüncelerle mahçup, geceyi tamamlarım.
Müsadenizle şimdi uyutmayı beceremediğim, uyumayı reddeden, yerdeki oyuncakları tekmeleyip, sorularıyla anneliğimi, çocuklu hayatın güzelliklerini iliklerime kadar hissettiren biricik bebemle ilgileneyim. Tabi ki kreşe vermeyi düşünüyorum. Hem de öyle bi kreş ki, ben gidip almak istemedikçe çocuğu bana yollamasın. Varsa bildiğiniz.. Bi el atıverin..Bu adam da negzel söylüyor be..
mobil hareketler
Location:Ev