Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Sunday, June 15, 2014

Evcilik Oyunu Kovucu

Köyde artık bir çoğunuzun bildiği komşu kızı karakterimiz var. Biz olmasak bile kapıya dayanıp 'girebilir miyim' diyormuş anneme. Evi dolaşıp çıkıyormuş. Öyle esrarengiz bi çocukceez. Bizim kız büyürken o da yerinde saymadığı için epey boylanmış. Kafa aynı ama. Sabahtan akşama 5kez girebilir miyim diye dayanıyor. Kızceezim de kardeş, kardeş diye delirdiği için evin vip bölümünden, kırmızı halıdan alıyorum onu içeri. Hemen drinkini verip lütfen eğlenmenize bakın diyorum. Evde beklediği oyuncakları bulamayınca şaşırıyor bu. Ne bir bebek ne de evcilik oyunu için gerekli tencere, tava. Neyse ki yaratıcı bi kızceez ki kahverengi boz ayıyı kucağına alıp "hadi bu bebek olsun, onu gezdirip yemek yedirelim" diyor. Canım hadi şarkı falan söyleyin, yakalamaca oynayın ne bileyim bak burda flüt var, şu var, bu var müzik yapın diyorum. Ne dedi lan bu diye bana bakıyor. Koş diyom koş! Yakan top, elim sende, yağ satarım bal satarım, tren var, uçak var, kamyon var ulan?? İki dakika miğdesinden gelen sesle şarkı mırıldandıktan sonra boz ayının altını değiştirmeye başlıyor. Lan olm on sene sonra zaten zke zke yabacan onu, bi git top oynasana la. Başka ne oyun biliyon bilader sen bi de bana dedim. Şarkıcılık biliyorum dedi. Bu şarkıcı olacakmış, evli mutlu çocukluyu söyleyecekmiş, bizimki de hayran hayran onu dinleyip alkışlayacakmış. O da olmadı tabi. Bi hayran kitlesi yaratamadık kendisine. Sıkılıp gitti. İki saatte bir gelip anne rolünü bir türlü oynayamadığı için sıkılıp tekrar gidiyor. Biz örtmencilik oynardık lan. Kuzenim örtmen olur bize matematik soruları hazırlardı. 3kişi harıl harıl soru çözerdik. Spor hocası olurdu, taklalar atardık döt kadar evde. Ha bi bok olamadık o ayrı. Yaşıt olmadıkları için oloor bunlar biliyorum da ne bileyim lan hazzetmiyorum bu durumlardan pek. Ayped vereyim puzzle çözsün ama gidip "sen bebek ol, sen anne ol, akşama şükranlar gelecek, yemek yapalım" senaryosu olmasın mümkünse..

Dönem dönem insanın sardığı şeyler olur ya. Bu aralar ig'ye fena sardım. Lan param var ama eşim dostum yok, yabayalnızım diye kendime iyisinden bi kaç karpuz seçmek için dolanıyorum. Bi de kelimelik oyunu buldum. Oyun iyi güzelde sürekli yenince kimse bi daa oynamak istemiyo benle. Zafer yalnızlık getirir derler ya. Güzellik, asalet, zeka, limitsiz kredi kartları, şatafatlı bir hayat, markalı kıyafetler, pasaportta giriş basacak ülke kalmaması, tapu senetleri için tuttuğum kasalar, holivudda dublörlerim, 7metrelik limuzin, 14metrelik tekne falan hepsi sonsuz bi yalnızlığa sürükledi beni. Ferrarisini satan bilge misali mutluluğu instagramda arıyorum. Neyseki benimle bu oyunu oynayabilen insanlar varmış hala. Hayatı ciddiye almayan, hatta ciddiyeti komik bulan, körelmemiş, kötüleşmemiş, mizahı, hayal dünyası geniş, negatifle beslenmeyen pirezentabıl elemanların zoili hayal dünyası merkezine müraacaatı........

Kız annemle birlikte yatıyor. Sabahlar benim anlayacağın. On, onbir gibi teşrif ediyorum yanlarına. Kimi zaman kızı perişan buluyorum, kimi zaman tertemiz. Annem neye göre uyguluyor bu prosedürü tam anlamadım. Her sabah şu maabbet "günaydın, kız bir yedi, bir yedi ayyy bütün patatesi bitirdi, karnı acaip tok" (çokta umrumdaydı). O öyle tekmil verince ben de tek kaşımı kaldırıp "nası yeaa peynir vermedin mi, hayret bişöö yöe, bu çöcük her sabah itölyön pöynürü yömöyö alışık" fln diyorum. İçimden. Sonra kendime piynir, ekmek hazırlayıp oturuyorum. Ulan o bebe bana bi aç bakıyor, bi lokmalarımı sayıyor, bi yutkunuyor. Yer misin diye uzatıyorum, elimden kaptığı gibi bi köşeye kaçıp yumuluyor ekmeğe. Bildiğin aç la bu. Anneme göre çocuğun tokluk bazı neyse artık. Sekizde kalkmış bebe, saat olmuş onbir. İki saate uyuyacak zati. Ay elleme, elleme o çok tok! Belli belli (e'ler açık). Sonra komşu kızı gelip boz ayıyı emziriyor falan. Böyle bir güne başlıyorum. Bizimki davşan gibi zıplayıp şarkılar söylerken ablası bir köşede ayıyla evcilik oynuyor. Şeytan diyor al o ayıyı, 38 parçaya ayırıp çöp poşetine koy, at ormanlık alana. Bugün tükürük yarışı yaptık misila kızımla. Kim daha uzağa tükürecek diye. Üniversitede de yapıyordum ben bunu. El sıkışmayı öğrendi. Melaba ben şu, tamam mı? diyor elini sıkarken. Gülmekten altıma işeyerek tamam diyorum. Yaklaşık elli tekrar yapıyoruz. En sonunda ağzına iki tane çakmak zorunda kalıyorum. Nedir bu öğrenmelerin tekrarı arkadaş ya. Hapşuruyorum, çok yaşa diyor. Annieee yine hapşur! 35. hapşurmadan sonra kızı zor alıyorlar elimden. Gırtlaana çökmüşüm hapşuruyorum, gözüm dönmüş..

Kızın saçını kesmeyeceksin diye sıkı sıkı tembihledi babası. Bu arada bilogda (sitede ulan sitede) kendisinden 'adam' diye bahsetmeme çok gülüyormuş. Hani yazdıklarım o kadar acıklı ki 'adam' bi buna gülüyormuş. Kızın saçlarını önünden çekecek bi toka bulamaz oldum. Öyle bi teknoloji bulamadım. Ananesi dayanamadı, aldı makası kırrrt! Ay bi rahat, bi kolaylık, bi tarz, bi değişiklik. Herkes mutlu. Fotoğraf yolladım adama. Bak babası negzel oldu filam diye. İki dakikada ömrümü yedi, saçlarımı ağarttı. Vay efenim nassı kesermişim, bi fena olmuş, fotolara bakamıyormuş. Gel sen topla olm o zaman. Bebe gözünün önünü göremiyor saçtan. Bir de ağzına giriyor o saçlar, miğdesi bulanıyor. Kafada osbeş tane toka. Zaten taratmıyor. Kafaya tarağı vurur vurmaz başlıyor "anniiee nabiosun çok ayp yapma" diye. Bu çok ayıp, yapma'yı da ben öğrettim. Parkta, bahçede seni iten arkadaşın ya da rahatsız olduğun bir durum olursa "x yapma, çok ayıp, seni annene söylerim" de diye. Olay bize patladı. Annii çok ayp yapma, seni söylerim! Hee söyle söyle, iyice söyle, git müdüre şikayet et. Allan guççük sıpası ya. Tam böyle totosuna gaste kaadıyla vurulacak kıvama geldi. Islah şart ıslah..

Bunları yazarkende köy meydanında düğün var. Saat 23:30 gümbür gümbür zurna sesleri. Afedersiniz de izmirin kuytu köyünde angaranın yolları dinlemek pek bi manidar oluyor. Gitmeyecem ulan angaraya. İg'den varoş tarzı sosyetik tatil fotolarımı basmaya devam edicim. Abidin ve ben çizgimizi bozmadan keyfimize devam ediyoruz. Ne yazmış bi ara pabucumun kraliçesi "HAHAHA FUCK YOU" haklı...

mobil hareketler

Location:Özbek

8 comments:

  1. Ben geliim bi bak nasi oynatcam onlari. Ogrettigim her sarkiyi tekerlemeyi bizden sonra 1000 kere isticek senden. Hergun anacan beni her günnn :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. şarkı de canımı ye :))) bağa bebekle, süpürgeyle, tencereyle gelme gozünün yağını yiyim

      Delete
  2. defne hergün takla atmacılık, koltuğun tepesinden aşağı beyin patlatırcasına yuvarlanmacılık, yere minder koyup, müzik açıp minder kapmacılık oynamak istiyo. şu koca göbeeemle ayağımı göremiyom, ne minderi?!!! gönder komşu kızını bana, oturcam efendi gibi evcilik oynıcam, doğurana kadar. yoksam hastaneye gerek yok, evde doğuruvercem valla..

    ReplyDelete
    Replies
    1. sen şu oğlanı doğur, defnenin hareketliliğini mumla ariican olm.. vah vaaah.. düşününce fena oldum..

      Delete
  3. zoi şöyle bir kaç ay okumayıp, sonra yazıların hepsini bir kerede okuyup, doping yapıyorum, yanak kaslarımda hafif bir ağrıyla yatacağım az sonra. saat olmuş 01:48 bir iyi geceler diyeyim dedim. İstagramda takip edeyim dedim, ama isteğim kabul edilmemiş :( nabayım blogtan devam, çok çok yaz, çok çok okuyalım ama

    ReplyDelete
  4. Zoi apla nolur benide ig den kabul et aslih1806 nickim :)

    ReplyDelete

 
Designed by Beautifully Chaotic