Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Wednesday, November 20, 2013

Ve Sonra..

Epey ara vermişim yazmaya. Hiç arayıp soran yok.

16 koca gün olmuş, hadi bak bir kişi sordu nerede kaldı yeni yazı diye, o kendini bilir, bak yazıyorum bunları bir kenara. Şimdi sen de diyeceksin ki arkadaşım bi yazmayacam artık diyosun, iki gün sonra tamam tamam yazıyorum diyosun, bir yazıyorsun bir yazmıyorsun karar ver falan filan.

Gel gitlerim var benim. Evde yırtık gri pijamasıyla oturup bebe büyüten hasta bir kadınım. Sen kimden istikrar bekliyorsun?

Doğum günü davetine katıldık geçen. Bu kadar kalabalık çocukla ilk doğum günü tecrübem oldu. Bir daha ki sefere bu tür organizasyonlarda kaç kişi katılacağını önceden öğrenip, kişi sayısına göre son dakika "ya bizim kızın burnu akmaya başladı bulaşmasın" diye kaçmayı planlıyorum.

Olabilecek en iyi, en güvenli alan olmasına rağmen kulaklarımda uğultu, gözlerimde kayma, dur çocuğum, vurma arkadaşına evladım, çekme örtüyü yavrum, baban nerde senin diye çığırmaktan bir hal oldum. Yaklaşık on bebe desen işte ana babalarıyla otuz kişilik dev kadro, kimse ne yediğini ne de içtiğini anlamadı.

Arada çocuksuz çiftler ve hatta bekarlar da vardı. Bir kaçını tuvalette kıstırıp tartaklama şansım oldu. Çocuğu olmayanlara "şekerim yok artık yaşın kaç başın kaç istesen de olmaz, bak şunlara evin neşesi bunlar" diyerek, bekar olanlara da "ayol seni kim n'apsın şu saatten sonra, bizimkilerin teyzesi ol sen" şeklinde tacizde bulundum evet. Napayım, onlarda elinde şarap kadehiyle koltuğa yayılıp uzaydan gelmiş gibi etrafta bakınmasaydı. On dakika sonra "ay biz daha konsere gideceğiz kalkalım hayatım" diye kaş göz yapıp beni buna zorlamasalardı anlıyor musun.

Bizde geçtik o yollardan. Bizde biliyoruz sevgilinle arabaya binip "ay neydi içerisi öyle cehennem gibi, bas gaza kaçalım aa kafam şişti" diyeceğini. Kaçın kurasıyız?

Annemin gelişini fırsat bilip "çok özledi sizi, öyle sayıklıyor anane diye" sömürüleriyle kızı bıraktım anneme. Maksat sabahlara kadar içip dağıtmak. Öyle de oldu. Sabahlara kadar gezdim. Eve kendimi attığımda ne üstümde montum, ne sırtımda çantam, ne de cüzdanım. Allahtan telefon elime yapışıkta onu kurtarmışım.

Aynaya bir baktım burnumun üstü yarılmış, kafam acıyor, böbreğime baktım yerinde. Ona da şükür. Bizzat benimle eğlenip eve bırakan arkadaşlara sordum "ne oldu lan bana" diye, valla bizde bilmiyoruz çok eğlendik diyip duruyorlar.

Kendime yaptığım otopsi sonucunda, arkadaşın evindeki su sebiline kafa üstü uçmak suretiyle yaralandığıma karar verdim. Üstüm başım birilerinin (canlarım benim saygılar) arabasında, cüzdanım taksicide, gururum yerlerde kaldı. Ulan ne iflah olmaz eğlence anlayışım varmış ya. Levent Kırca tiplemeleri gibi içmenin ne alemi var. Salon kadını ol arkadaşım biraz. İki kadeh şarap içip "ay şekerim valla çarptı" desene sende.

Neyse çok eğlendik diyorlarsa çok eğlenmişizdir. İyi de moral oldu. Annelik kılıfından çıkıp serserilik yapmayı özlemişim. Burnumdaki yarık geçene kadar bazı alkolik hareketlere katılmayı düşünmüyorum. Haftasonları kuzenleri çağırıp çay, gazoz eşliğinde tombala falan oynarız artık.

İki yaş sendromu bekliyoruz hocam. Millet ağzından düşürmüyor. Ay çok inatçı, ay kendini yerden yere atıyor, istemem anne, gelmem anne. Bizim bunlarsız günümüz geçmiyor ki. Bebe kendini bildi bileli sinir krizlerinde. Öyle de alışmışım ki buna rağmen şunu diyebilirim "yani bizimki sakin şekerim". Sakin dediğim oyuncağını elinden alırsan gözünü oyar manasında. Anneme sorsan ben melek gibi çocukmuşum. Kundakta bebekken ağlamaz, sızlanmazmışım. Dayım sesimi duymak için kolumu mıncırırmış.

Yani usluymuşum. Ne sendrom ne birşey. Eline ekmeği ver, köşede bebeğiyle oynasın. Artık bunun babası ne menem bi bebeyse, ne uyuz, ne huzursuz ne haylaz bir bebeyse, o safi pür güzelliğini benden almış kızımın huyları dağdan inmiş çakal yavrusu gibi. İki dakika akıllı ol diye tam çarpacam ağzına, yüzüme bakıp bir gülümsüyor, böyle cennette papatya toplamaya çıkmışım, beyaz eteklerim uçuşuyor gibi hissediyorum.

Şaka lan şaka. Tam çarpacam ağzına iki tane, olm diyorum okumuş eğitimli insansın yakışıyor mu sana diyorum, kıza vuracağına git babasının ensesine patlat bi tane diyorum. Ondan sonra film başlıyor zaten.

Macera, aksiyon, gerilim, drama ne ararsan.

Kim korkar iki yaş sendromundan..

mobil hareketler
Location:Ev

3 comments:

  1. Biz olmusuz sendrom onlarin nesine 2 yasmis 3 yasmis. Sendromsuz annelerin bebeleri sendroma girio :))

    ReplyDelete
  2. "Bizde biliyoz sevgilinle arabaya binip "ay neydi içerisi öyle cehennem gibi, bas gaza kaçalım aa kafam şişti" diyeceğini. Kaçın kurasıyız abidin?" kisminda altima etmek uzereydim ki son paragraf geldi, artik tutmak imkansizdi:)

    ReplyDelete

 
Designed by Beautifully Chaotic