Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Saturday, June 11, 2016

Talih Kuşu

Evde paçamda bebeyle ocağı siliyorum. Sabah yaptığım yenmeyen krepleri pikniğe falan gidersek frizbi oynarız diye tabakta öylece bırakmışım. Ayağım yarı çıplak. Çünkü bir topuğumda mavi diğerinde pembe oyun hamuru yapışık. Öğleden sonra olmuş ama hala üzerimde pijama. Bu eve mi yüzümü yıkayıp makyaj yapacağıdım? Bu pislikte mi kar beyaz elbise giyip salınacaktım ki? Ocağı da terapi olsun diye siliyorum zaten. Örgü örmek, kitap okumak, yoga yapmak gibi. Gözlerim bile yarı açık. Komple açıp etraftaki tozları, penceredeki parmak izlerini, salyaları görmek istemiyorum. Beşinci kahvemi içiyorum. Ne zaman ağzıma bir lokma atsam "anneeğğğğ kakam geldieğğ" dediği için yeme refleksimi kaybettim. Kendi tuvaletini ve temizliğini yapabildiği halde ne zaman ekmeğin köşesini ısırsam bok aromasıyla yutturuyor bana. Ben de en iyisi yemeyeyim de öleyim diye bi tepki geliştirdim. Hiç bir şey yemeyip hiç kilo vermeyen ilk insan olabilirim.

Annem İzmir'de. "Ev boyanıyor, pencereler, camlar değişiyor. Gelmeyin daha temizlik yapılacak vıdıvıdı bıdıbıdı" başından savıyor beni. Ya bir şey olmaz bir köşede otururuz biz gelelim diyorum, bu sefer de "Öhhöee öhööe valla boğazlarım fena, kız hasta falan olur" diye işini sağlama alıyor. İyi anne iyi. Yok yani zaten benim de hiç tatil falan yapasım yok bu sene, bütün yılı evde anti-depresan ilaç kutularından kule yaparak geçirmek istiyorum. Çok yoğunum anne çoook! Bildiğin gibi değil. Hani gel desen de gelemem. Yoğunum annee!

Ağzım köpürmüş halde tırnak törpüsü ile ocağın kenarlarını temizlerken sevgili eşim gelip "hazırlan, yarın izmire gidiyorsunuz" dedi. Kulaklarım dikildi ve ona baktım. Hazırlan dedi. Kuyruğumu sallayıp etrafında bir kaç tur attıktan sonra sevinçten kucağına atlayıp yüzünü yalamaya başladım. Kafamı okşayıp sevdi, sakinleştirdi beni.

Her gittiğimde koca valiz hazırlıyorum, hiçbirini de giymiyorum, bu sefer minik bir çanta yapacağım diye başladığım hazırlık üç bavul ve iki çanta ile sona erdi. Sabahın kör saatinde babamla çıktık yola. Evladım da en az benim kadar sevinç içinde kuyruk sallıyordu tabi ki. Hatta yolda ara ara bana bakıp "anne bir daha o eve dönmeyelim olur mu" diyordu. İkimiz de kusacak kadar eve tıkılmıştık çünkü. Olur kızım, dönmeyelim. Dönmeyelim anasını satiim..

Evi gayet temiz ve düzenli buldum. Dış cephe boya işi bile az kalmış. Annemin öksürüğü de biz geldikten iki gün sonra aniden kesildi. Dolayısı ile ben de eve yayılmak sureti ile kısa sürede yerleştim. Kızımın yeni ikameti ananesinin paçası olduğu için pek rahatladım. Annem bunalıp babama, babam bunalıp anneme paslamak suretiyle akşamı ediyorduk. Yemiyor bu çocuk, aç bu aç, annesi yedirsene, sen yersen o da yer(?!), ay aç bıraktı çocuğu diye darlamaya başladıkları noktada netten okul bakmaya başladım.

Sonra olaylar pat-küt gelişti;

PAT
Bir davetten dönerken gözüme nette gördüğüm anaokullarından birinin tabelası ilişti. Babaağğ dön şurdan dön diye can havliyle direksiyona atladım. Daha ne oluyor, neresi burası, kim bu, ne? demeye vakit bırakmadan ön kayıt evraklarını imzalıyordum ben. Tamam o zaman yarın sabah bırakıyoruz hamfendi, saygılağğğrr diye çıktım kapıdan. Çünkü o an kayıt için sağ elinizin küçük parmağını satırla kesmemiz gerekiyor deseler, ya lafı mı olur kolumu alın diyecek durumdayım.

KÜT
Ertesi sabah saat 8'de kızı bırakıp 5km yürüyüş yapıp, iki saat güneşlenip, iki saat duş alıp, iki saat dergi okuyup, iki saat uyumak sureti ile günümü gün ettim. Ve akşam şıkır şıkır giyinip sanki bunları hep yapıyormuşum gibi burnum havada kızı almaya gittim. Ve sonsuza kadar mutlu yaşadım.

Tatil gibi tatil ulan. Tamam buraya servis olmadığından ben götürüp getireceğim ama 15 dakikalık yol için yas tutamam yani. Ha yolda hiç durmadan "gitmek istemiyorum, beni bırakma, daha ne kadar gidicem okula, ne zaman bitecek, gitmek istemiyorum, istemiyorum, öeee" diye söylenerek beyin ölümümü gerçekleştiriyor olsa da dönüşteki sessizlik herşeye bedel. Okul ne zaman bitecekmişmiş. Diyemiyorsun ki daha 15-20 yıl okul ulan. Aklı erse düşüp bayılır herhalde bunu desem. Vah yağzııık..

Akşama kadar tepemdeyken bir türlü geçmeyen zaman okuldayken zırt diye geçiyor. Bilim insanları bunu açıklasın lütfen. Ayrıca aman yazın okula başlasın, hasta olmaz, o olmaz, şu olmaz derken daha üçüncü gün ateşi zirve yaptı amk. Hasta çocuklarını okula yollayan sorumsuz ebeveynler yüzünden biz de onların konumuna düştük. Öksürük, burun akıntısı, ateş bunların yazı, kışı yok karşim. "Sınıfta hapşuran çocuk yüzünden hasta oldum, gidip ona kızıcam ve tekme atıcam" dedi benim edepli narin piremsesim. Tekme atma da git ensesine bi tokat atıp anana selam söyle de diye kibarca uyardım ben de. Çünkü damarlarımızdaki asil kan bunu gerektirir.

Ya öyle sevgili okur. Bildiğin talih kuşu kafama zçmış bu yaz. Herkes aiiyy okullar kapanıyor, ne yapcas bebeyle tüm gün diye inim inim inlerken, kolunda dizi dizi burmalar olan kayserili zengin kodaman karıları gibi kasım kasım kasılıyorum bu aralar. İki lafımdan biri okul. Yıllarca okula gidiyor mu? neden gitmiyor? sorularına ezik cevaplar aramaktan usanmışım zaar. Sorun arkadaşlar sorun. Böyle ağrıyan kulunçlarıma doğru sorun. Ohhhşş..

Herkese hayırlı ramazanlar, hayırlı oruçlar, huzurlu tatiller.


from my zoiPhone😎

Location:Özbek

2 comments:

  1. Okul var huzur var di mi ama 😆

    ReplyDelete
  2. 😂 😂 kayıt için kolu verme kısmına çok bayıldım. Hep söylerim, kreşi icat eden muhterem insan, analardan aldığı duayla cenneti garantilemiştir!

    ReplyDelete

 
Designed by Beautifully Chaotic