Bebenin son olduğunu umduğum dişleri çıkıyor. Evet hala çıkamadı, çıkıyor. Kalbime giden damarların tıkanmasını ya da beynimde ödem oluşmasını bekliyorlar diye tahmin ediyorum. Yakındır, o da yakındır. Sabah bir başlıyor anni anni diye akşama kadar yapışık ikiz gibi bahçe, boya, şarkı, kitap, böyle boktan ne varsa yapıyoruz. Ben hiç oyun insanı değilmişim arkadaşım. Zaten boyama diye oturuyoruz bana boyatmıyor, kitap diye oturuyoruz kitabı parçalara ayırıyor, şarkı desen bir söyledin, iki söyledin, üçüncüde sağ gözüm seyirmeye başlıyo, bahçede nerde kıymıklı tahta, nerde kedi suyu, nerde çukur, çöp, bok varsa ona koşuyor. Yav tamam sabah çıkalım bahçeye, şöyle iki üç tur dikkatlice koş, sonra gir içeri duşunu al, üstünü giyin, önüne ne koyarsam sil süpür, sonra uslu uslu kitabını okurken uyu di mi. Bu ney la? Bebenin peşinde sırtımızdan ter akıyo. Şekerim çocuğa "yapma, etme" demiycen sonra büyüyünce psikopat olup adam öldürüyomuş diyolla. Hee benimki on yıla sizinkileri sırayla kesecek o zaman bekleyin. Ondan sonra vay efendim bebelerinize tablet vermeyin, telefon, bilgisayar açmayın. Napayım gtümümü açayım aq. Neyim ben makina mıyım? Kafa olm bu kafa. Akıl verirken ağzı açık seni dinleyen kafalardan değil ama. Yok oradan düşmesin, buraya çakılmasın, bıçağa uzanmasın, kedilerin kuyrunu çekip tırmığı yemesin diye kafamın her yerinde göz çıktı. Önüme bakarken arkamı görebiliyorum artık. Heroes'da ki Syler peşimde. Valla beni öldürüp gözlerimi çalacak. Aha buradan ihbar ediyorum. Yani o değilse de V'de ki uzaylılar kaçıracak beni. Anna'mıydı neydi karının adı. Hepsi peşimde lan. Var bişii olm bende. Valla bak. (yazar burada fantastik dizi severlere banka hesap nosunu veriyor) (yok lan banka hesabım z.p diye havale yapın adıma) (başka dizi sormayın bilmiyorum) (iki dizi fiyatım kişi başı 45tl) (taam lan gönlünden ne koparsa) (açıklamaya fantastik dizi yorum ücreti yazdırın)
Şimdiye kadar hiç bir annelik örgütüne üye olmadım diye kendimle övünüyordum. Adı üstünde örgüt bunlar. Ne bileyim dolunayda bebemi kaçırıp fidye mi isteyecekler yoksa etkinlik, toplantı adı altında tenhada kıstırıp ya paranı ya canını mı diyecekler ne yapacaklar ben ne bileyim. Hepsi güler yüzlü, zeki, cin gibi kızlar. İstanbul faktörü de önemli. Çoğu istanbullu değil anadolunun köylüsü ama işte oraya gidince hamfendi olmuşlar. Bebe doğurunca kolektif işlere girişip çeşitli konularda annelere yardım ve fikir vermeyi amaçlamışlar. Hamilelikteki bilgi açlığı ile bi sarıyosun bunlara bir daha bırakamıyorsun. E biz de boş değiliz tabi. Toplum içindeki değerimi, twiterdaki 100k takipçimi, engin bilgilerimi, üstün zekamı, hamfendi kişiliğimi ve biloa günlük 3milyonluk tıklamayı hesab eden örgütlerden bir tanesi sitesinde yazmam için trilyonlar teklif edince kıramadım, bastım imzayı. Şu ana kadar 3-4 yazı yazmış olmama rağmen para hesabıma yatmadı. Sürekli harikasın zoi, çok güzel zoi, bayıldım yazıya zoi diye gaz alıyoruz. Okumak istersen aha da link. Ne kadar kibar, ailesine, yuvasına düşkün, kızına aşık, annelik duygularını en iyi şekilde ifade eden bir kişiliğim oku allasen. Gerçi tarafımdan annelikle ilgili yazacak bişii kalmadı. Sıkıldım ulan. Herkes kendi çapında uzman. Ben değilim arkadaş. Boş işler uzmanıyım ben. Laylaylom uzmanıyım. Trişkadan nağmeler yazıyorum. Öyle anneliği öven, duygu yüklü, çocuğu mucizevi bişii olarak gösteren yazılar boğuyor beni. Herşeyin fazlası zarar.
Bu örgütler arı gibi çalışıyor. Bir araya gelip mezdekeyle göbek atanlar da var, seminer düzenleyenlerde. Teknolojik yardım sağlayan da var ikinci el ürün ihtiyacına karşılık veren de. Hepsini tek tek şeedemeyecem, o kadar çoklar ki araştırıp kolayca bulabilirsin. Girişimci anneler diye bahsediyoruz kendilerinden. Neyine girişiyon, otur evinde boklu sıpana bak di mi. Fevkalade asosyal biri olarak sosyalliklerinden içim şişiyo. Boşayın kocaları aynı eve taşının bari. Şimdi bazıları bir de youtube'da kısa reklam filmi çekiyollarmış. Firmanın biri bunlara beleş bi litre detercan vermiş, kullanın, kendi hikayenizi çekin diye. Ay bi görme hepsi artiz. Essahtan memur karısı gibi elleriyle gömlek, tişört, perde çitiliyormuşcasına uzun uzun anlatmışlar. Ayol bunların hepsinin aşçısı, şoförü, dadısı var. Kocamın gömlek yakasını çitiliyorum diyor, eline zoom yapıyorsun parmağında nal gibi elmas yüzük. Bebem halıya mama döktü diye halı siliyor, çoraba zoom yap ciddiyetsizliği gör. Perde annemden yadigar, yıllarca kullanmak istiyorum diyor, perdeye zoom yap maltepe pazarında metresi 5lira. Yastık kılıfındaki lekeyi mutfak tezgahında suya sokuyor öteki. Bebemin lekeli tişörtü diyor, ona bişey bulamadım, çocuğuna sahip olaymışta leke yapmasaymış o zaman. Hepsinden ikişer kelime bahsedeyim de yarın birleşip üstüme saldırabilsinler. Öyle oluyo genelde. Burada ne yazarsam üstüne alınan ya laf çakıyo ya posta koyuyo. Direk isim vererek yazmayı ben de isterim ama o zaman işin espirisi, gizemi kalmaz. Lan bana mı diyo bu diye düşündüremeyeceksem burada işim ne? (ayrıca bunları yazmamı onlar istedi) (mahkemeye falan verirlerse diye tiwit çıktılarını aldım) (parantezler özel ilgi alanım) (sizde bi parantez açın korkmayın)
Şarkı da ne kadar manidar değil mi abidin?
mobil hareketler
Location:Özbek