Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Monday, January 5, 2015

Mı'lı Geniş Zamanlar

Yıwrım üç yaşına girmek üzere. Ya da üçü dolduruyor. Annemin hesabına göre 4, bana göre 3 olacak. 4 sene önce hamile olup nasıl 4 yaşında çocuğum oluyor inan anlamıyorum. İstisnasız her doğum gününde de "aslında ben bir yaş küçüğüm, babam büyük yazdırmış" diye açıklama yapar. Kendinden başka herkes bir yaş büyük yani. He he diyip geçiyoruz. Artık iyice konuşmayı söken evladım, itiraz safhasını geçip söylenenleri doğrulama, sağlamasını yapma safhasına geçti. Hayır, Olmaz ve İstemiyorum'dan daha beter ne olabilir ki diye düşünmemize fırsat vermeden Mı'lı geniş zamanlara geçtik. Gece gördüğü kabuslarla başlayan sohbetlerimizi de sayarsak 24 saatin 20 saatini konuşarak geçiriyoruz diyebilirim. İnsanın kendi sesinden iğrendiği, gerzek sorulara cevap aramaktan yorulduğu, hı hıııı, yaaa, öyle mii, aaa, çok güzeel, ay ne tatlııı demekten dilini ısırıp, koparıp, çöpe tükürmek istediği o eşsiz zamanlar. Gün içerisinde bir çok kez katatoniye girip, elimde ıslak mendille yerdeki tükürükleri silerken öylece duvara sabitleniyorum. Kızın elindeki herhangi bir şeyi -mesela kepçenin sapını- kulağıma sokup "anneeeee bu ne" deyişinin 24878092187012985. seferinde kendime geliyorum. Kepçe diyorum sakince, ve o muhteşem soru geliyor "kepçe mi?"

*****
Gece saat 03.30 suları

- Anneeee asansör neden beni kovalıyor?
- Oyun oynuyordur, sen de onu kovala gülerek
- Oyun mu?
- Oyun!

Beş dakika sonra

- Anneee asansör beni yuvarlıyor, yapmasın söyle!
- Ay ne eğlenceli, sen de onu yuvarla
- Eğlenceli mi?
- Hııııı

Beş dakika

- Anne ben o asansörü kırarım, düverim onu di mi?
- Arkadaşlar dövülmez, oyun oynanır
- Dövülmez mi?
- Haaa

*****

Sonunda sabah olur. Uykusuzluğun yanında, saçma rüyalara neşeli izahlar adlı gece programından şişmiş dil ile güne başlanır. Bir önceki stepte cevapları -hayıl, istemem, olmaz, yemem- olan kahvaltı muhabbetleri başlar.

- Tost ister misin?
- Tost mu?
- Tost!
- Tost mu?
- Tost evet.
- ...
- Yapıyorum
- Yapıyorum mu?
- Yani tost yapıyorum.
- Tost mu yapıyosun?
- La havle....

Baktım bu Mı'lı geniş zaman sorularından yine sağ gözüm seyirmeye başlıyor, çare olarak bağıra bağıra şarkı söylemeyi keşfettim. İlk başlarda içimden söylüyordum. Sonra birden bağırarak söylemenin maruz kaldığım sorulara kalkan oluşturduğunu ve düşmanı kaçırdığını farkettim. Bir çeşit ormanda ayı saldırısına uğrayan insanın canını kurtarmak için avazı çıktığı kadar bağırıp, tepinerek hayatta kalma çabası diyebiliriz. İşte istediğin kadar harvırd oku, gtün üç buçuk atınca seni kurtaracak tek yerin ilkel beynin. Ne varsa eskilerde var..

misal;

- Anneee kitap okayalım mı?
- Seç bakalım bi tane, okayalım.
- Seçeyim mi?
- Hııı!
- Panda Pandi'yi okayalım.
- Peki.
- Peki mi?
- Tamam hadi getir.
- Tamam mı? Getireyim mi?
- Evladım!!
- Evladım mıııı?
- Panda Pandi arkadaşlarıyla top oynuyormuş..
- Top muuu?
- Hııı!
- Annesiyle babası arabaya binmiş, gidiyormuş..
- Arabaya mı binmiş?
- Sus ve dinle!
- Susayım mı? Ama nedeeeeen??
- Oku demedin mi evladım?
- Oku mu dedim?
- LAŞANTEMİİİİİİİİ KANTAAAAARE, KONLAÇİ TARRRAYN MAAAANO!!!!

*****

- Anne, babam nerde?
- İşe gitti yavrum.
- İşe mi?
- İşe.
- Ama nedeeen?
- Çalışıyorda ondan.
- Çalışıyor mu?
- Çalışıyor.
- Şimdi nerde babam?
- Ofiste evladım.
- Ofiste mi? Ama nedeeen?
- Akşam gelicek çocum.
- Akşam gelicek mi?
- Gelicek.
- Neden şimdi gelmiyo?
- İşi var yavrum.
- İşi mi var?
- KARLAAAAAAR DÜŞER, DÜŞER DÜŞER AĞLARIIIIIIMMM!!!

gibi..

*****

Sessizliği özledim. Bazı bekar ve çocuksuz arkaaşlarımın "aiiyy evde yalnız çok sıkıldım, o kadar sessiz ki ağlıycaam" diye yakınmalarına uçan tekme ile cevap vermek istiyorum. Şöyle kanepenin üzerine çıkıp, koşarak aniyaaaaaaa çığlığıyla çaat diye ağzının ortasına geçirip, ağlayacaksan bu tekmeye ağla pzevenk diye tebessüm etmek istiyorum. Sonra ben niye evlendim de sen evlenmedin ulan diye saçını başını yolmak, şu yaşa geldin hala deliksiz uyku uyuyup haftasonları çılgınlar gibi eğleniyorsun diye gözlerini oymak istiyorum. Ama ne kadar iyi bir arkadaşım ki yapmıyorum. Aiiyy imreniyorum sana, hayatının kıymetini bil diyorum kaybetmemek için. Arada ufak ufak niyetimi belli edercesine "laf aramızda sana da gıcık oluyorum" diyorum. Pişkin pişkin sırıtıyor. Niye sırıtıyo lan bu derken, üste çıkmak için "ay seninki de zor şekerim, hapşursan çok yaşa diyenin yok, on yıl sonra alzheimerdan mokunu yemeye çalışıcan, anne yapma diye elini tutanın yok" diye böbürleniyorum. Yok, sırıtmaya devam ediyor. Muhabbetin şampiyonu o. Boşa kürek çekiyorum..

Neyse.. Son gülen iyi güler derler..

Görüşüciiz..

mobil hareketler

Location:Ev

 
Designed by Beautifully Chaotic