Ne Aramıştın?

Yeme, içme, gezme, görme, gülme, annelik, babalık, çocukluk, sanat, çizme, boyama, müzik, tiyatro, film..

Sunday, January 5, 2014

Ucuz Tarife

Kızı İzmir'de bırakıp Ankara'ya dönüyorum. 7gece 8gün. Nasıl keyfim yerinde anlatamam. Anneme komutları verdim, şu şöyle, bu böyle, aksi halde yakarım, yıkarım. Yok aç bırakacaz, her gün ıslak sopayla dövecez sanki kızını diyor ama içinden. Ben yine bir şey duymuyorum. Her zamanki gibi elli saat erken bırakıyorlar beni alana. Ulan havaalanı burası müze değil ki napacam kırk saat. Neyse ki esmer, yeşil gözlü, uzun boylu, mavi gözlü, sarışın, bi acaip ne olduğu belirsiz ama bi o kadar da asil bi insanım ki çantamdan kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Neyse ki bi de zenginim tomarla param var ki beklerken bardağı 25 zirilyondan bira şişesi açtırdım. Abla bardak mı şişe mi dedi fakir kasiyer. Lan dedim sen kimsin lan? Koskoca dükün kızına dediğine bak tövbe tövbe. Aç ordan 33cc lik şişe, yaz kocamın kredi kartına! Hey allaam ya ne cahil insanlar var şu dünyada. Aman canım kızı bıraktım eve dönüyorum. Yılbaşı keyfi yaşayacam. Takılma zoi böyle ufak şeylere diyip içtim koca şişeyi. Etrafta kitap okuduğumu gören, neağdar süper bi insan olduğumu düşünen ezik insanlara bakıp halime şükrettim. Tamam belki ucuz bi tarifeyle uçuyordum ama şişe açtırmış olmam ne bileyim beklerken kitap okuyor olmam beni hepsinden ayırıyordu. Farklı dünyaların insanıydık. İstersem kulaklığımı çıkarıp son moda radyoları dinleyip iyice ezebilirdim evine yetişmeye çalışan bu sıradan zavallıları. Şarjım azdı. Yapmadım..

Ne bozacam keyfimi. Ulan şansa yanımda boş. Amacım zaten bi başıma kalmak, bi de yanım boş daha ne isteyim. Yayıldım 3 kişilik koltuğa, zoi dedim olay bu, istersen olur! Kitap okudum, gözlerim yoruldu dergi fotolarına baktım, olmadı arka sayfadaki sudokuyu çözüp 'allaan gerzekalıları siz ne anlarsınız' diye imzamı attım, oha dedim lan daha napayım, kalkıp uçakta işeyecek halim yok (yapmayın lan tutun oha). Diyetteyiz diye içi iki gram beyaz piynirli sandviçi ya da iğrenç margarinli keki de yemeyip kuru kuru kaave içtim. Neyse alçalıyoz diyince paylıt oh dedim eğlence başlıyo. Yalnızım lan. İstediğim kadar içer, istediğim kadar gezer, uyurum olm. Annelik şeysilerimi arkada bırakmışım. Adama beni karşılamaya bira alıp gel demişim. Zil takıp oynayacam nerdeyse. Hop dedi lastikler sürttü yere. İki üç şakşakcı başladı alkış tutmaya. Bunların soyu tükenmedi miydi diye düşünürken cıks cıks cıks diye kendilerini eziklemeyi ihmal etmedim. Utanıp içlerine kaçtılar. Ben de bir iki santim uzadım. İyi oldu..

Ankara'da neler yaptım, zaman nasıl vınnn hızında geçti, 7günde bir insan nasıl sinemaya gidemez, gittikten 36saat sonra pişman olup ben geri dönecem kızım yawrııım diye nasıl salya sümük ağlar, yılbaşı partisi ve sonrasında yaşananları ayrıca yazarım. Yani belki yazarım. Netçe olarak saat 3te iniyorum valizim yok hemen çıkarım orada ol dememe rağmen yarım saat geç gelen, nerdesin aq saat kaç dediğimde aaa sen indin mi yeaa diye pişkinlik yapan, yok daa inmedim pilotla kokpitte çampenya içiyoz dediğim sevgili eşim, evimin direği, gasteye sarılmış bir kutu bira ve kırmızı bir gülle karşılamaya geldi. Gülü iki koklayıp attım arka koltuğa. Romantizmin aşkı öldürdüğünü düşünüyorum bizzat, şahsen. Zamanında şiir okuyan, gitar çalan, akrostiş yapan aşıklarım olduydu. Hatırladıkça miğdem bulanır. Birayı çıstt diye açıp löp löp içtim. Eve gittik yine içtim, kıtıra gittik yine içtim, arkadaşa gittik orda da içtim. Apaçi dansı bile yapmış olabilirim. Hatırlamıyorum..

Dönüş için check in yapıyorum. Dedim ulan şansa yine yanım boş olur raat raat giderim. Önlerden bi koridoru seçtim. Valiz olmayınca erkenden uçaktan inmek istiyo insan. Hatta uçaktan ilk inenin boyuda bir iki santim uzuyomuş diyolla. Neyse işte dönüş günü geldi. Saati kurdum 10a, 12 gibi evden çıkacaz. Adam 11e kadar uyudu. Sabahın köründe apartmanın önündeki arabalardan birinin alarmı cayır cayır ötünce küfür kıyamet kalktım. Pencereden sarkıp kapatsanıza şunu ulaaan! diye bağırdım. İki saat daha ötmeye devam etti. Günlerdir uykusuzum zaten naapsam gidip adamı osbeş yerinden bıçaklayıp evi de benzin döküp yaksam mı diye düşünmeye başladım. Çocuğunun babasıdır zoi yapma dedim sonra. Kızına kavuşacan onu düşün dedim. Boklu bezler, yenmeyen yemekler, kafa zken çocuk şarkıları, gece terörösü. Ama bak anniii diye boynuna sarılıyo ya onu düşün asıl diğerlerini zktir et. Hep iyi şeyler düşün. O kadar mutlu ve olumlu ol ki insanlar senden nefret etsin. Ay şekerim mutluluğumu kıskanıyolla dersin soranlarada. Da ayrı mı yazılıyo burda. Hiç edebiyatçı okuyanım yok mu lan benim. Halbusi hedef kitlem şarap içip edebiyat tartışan entellektüller. Nerden düştüm sizin aranıza bilmem..

Uçak başta boş görünüyordu. Hatta bir süre yanıma kimse oturmayınca "yoğ artık bi de büyük ikramiye bana çıksın bari" diye çocuğu babasına bırakıp trilyonlarımla kübaya yerleşme hayallerine dalmıştım ki "apla burası 5E mi" dedi biri. He he dedim geç gardaş. Adam ortaya oturdu. Ben de kübadaki evden çıktım. Bi tek bizim sıranın cam kenarı boş kaldıydı ki elinde bebesiyle ikiyüz kilo bi teyze göründü kapıda. İyi ki belimde silahım yoktu, tekbir getirip kafama sıkabilirdim o an. Teyze tepemde durup "canım siz bir kayarsanız ben koridorda oturayım, çocukla sıkışırız" dedi. Yanımdaki çocuk cam kenarına ben ortaya düştüm mü. Yanımdaki çocukla oğadar kibarız ki teyze soyunup arkanızı dönün dese ses etmeyecez. Kitap okuma şeysiyle içinde olduğum bu felaketten sıyrılacam ama çantama ulaşmam mümkün değil. Teyzenin bedeninin altında ezildi zavallı. Bebesi çoktan küpelerimi çekiştirmeye başladı. Ay çoğ tatlıııı benim de bu yaşlarda kızım var deme şeysinde bulundum. Olmaz olası annelik şeysileri. Gelene kadar küçük kurbaa ve kırmızı balık söyledik. Cam kenarına oturan çocuk uçak kalktıktan sonra titremeye başladı. Yükseklik korkusu varmış. "Apla içki servisi ne zaman" dedi. Basınçtan kafan gitti heralde ne içkisi la dedim. Apla ben korkuyorum içki yoksa pencereyi kapatacam dedi. Lan neabiosan yap aq bi yanımda bebe diğer yanımda bu titrek. Birine şarkı türkü, ötekine sakin ol, nefes al diye telkin. Ucuz tarifenin ucuz insanları yaa..

Kızıma kavuştum, tribimi yedim, gönlünü aldım, öpüştüm koklaştım. Gerçekleri çarpıtmak suretiyle hikayemi de anlattım. Bi de eskilerden güzel bi şarkı şuraya. Hehh hatti eyvallağ..

mobil hareketler

Location:Özbek

7 comments:

  1. Cok güldüm:) tesekkürler yazin için

    ReplyDelete
  2. Okuması pek güzel burayı yahu:) film gibi canlanıyor insanın gözünde

    ReplyDelete
  3. Çok iyi yapmışsın Zoi, arada böyle yapmak lazım. Çocuğu sağ sağlıklı ve güvendiğin insanların yanına bırakıp eşinle baş bala ya da en iyisi kendinle başbaşa kalmalı ki çocuğu özleyip,uykusuzluk, dur durak bilmeden peşinden koşma özlenebilsin.
    Yazdıkların yine çok güzel çok eğlenceli yalnız bir noktada koptum, ucuz tarifenin ucuz insanları deyince uygun biletleri tercih eden bi insan olarak etkilendim doğrusu :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. şaka yapıyor olmalısın :)) kamera nerde el sallamak istiyorum :))

      Delete
  4. özledin di mi yavrunuuuu? özlersin tabe.
    ama iyi yaptın zoi ya. hem de çok güzel iyi yaptın.
    şahane yaptın yani.
    azıcık nefes ulan.
    tek başıma sıçabilmeyi özledim.

    ReplyDelete

 
Designed by Beautifully Chaotic